Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Büyük Selçuklular (1040-1157)

Erkan Göksu

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Selçuklu Devleti, Türklerin kurduğu yüze yakın siyasi teşekkül arasında yeralan dört büyük İmparatorluktan (Jun, Göktürk, Selçuklu, Osmanlı) üçüncüsüdür.
Sayfa 9 - selengeKitabı okudu
Dukak kendini şu ifadelerle savundu: “Benim suçum, Yabgu’nun suçundan daha büyük değildir. Çünkü o, bu sefer kararıyla devleti ve milleti büyük zarara sokacak bir zulme yönelmiştir. Her ne kadar ona saygısızlık ettiysem de bu davranışım, ona mani olmak içindi. Böylelikle onu, en azından memleketin harap olmasına ve saltanatın zeval bulmasına sebep olacak bir zulümden alıkoydum. Bunun karşılığı kılıç olmamalıydı.
Reklam
Malazgirt Savaşı
O gün savaş meydanında olan Bizanslı tarihçi Attaleiates, mağlubiyeti şöyle anlatmıştı: “Sonunda Türkler bizi her noktadan kuşattılar; o zaman her birimiz var olan bütün gücümüzle ve elimizden geldiğince hızlı kaçarak, kendimizi kurtarmaya çabaladık. Düşmanlar bizi topuğumuzun dibinden izleyerek takip ettiler, içimizden kimini öldürdüler, kimini tutsak ettiler ve kimini atlarıyla ezdiler. Felaketimiz, anlatılacak gibi değildi; her ağıta her figana baskındı.”
Selçuklu beyleri bir araya geldikleri kurultayda, her yerde ve her konuda birlikte hareket etmeye söz verdiler. “Aramızda bir ihtilafın çıkmasından Allah’a sığınırız. O zaman şaşkın düşmanlar, korkmadan üzerimize gelir. Meşakkatle ele geçirdiğimiz mülk, elimizden çabuk gider. O zaman pişmanlık fayda vermez,” dediler. Bu sırada Tuğrul Bey kardeşi Çağrı Bey’e bir ok verdi ve “Kır!” dedi. O, oku aldı ve kırdı. Sonda Tuğrul Bey ona iki, ardından üç ok verip “Kır!” dedi. Çağrı Bey üç oku güçlükle kırdı. Oklar dört olunca kırmak imkansız hale geldi. Bunun üzerine Tuğrul Bey dedi ki: “Biz de tıpkı bu oklara benzeriz. Ayrı ayrı olduğumuz müddetçe, herkes bizi kırmaya, yenmeye çalışır. Fakat bir arada olursak, kimse bizi yenemez. Eğer aramızda anlaşmazlık çıkarsa, düşmanlarımız galip olur.”
Sohbet ve konuşma esnasında Sultan Mahmud, Arslan Yabgu’ya sordu: “Biz, vaktimizin çoğunu Hindistan gazasına harcadığımız için Horasan boş kalıyor. Bu yüzden bütün fesat ve haset sahiplerinin aklında bozgunculuk düşünceleri yeşeriyor ve memleketlere zarar verebiliyorlar. Bundan dolayı eğer bir vakit yardıma ihtiyaç olursa, sizin halkınızdan kaç bin kişi bizim yardımımıza gelir?” Arslan Yabgu, silahtarını çağırıp tirkeşini (okluk) istedi. Oradan bir ok aldı, Sultan’a uzattı ve şöyle dedi: “Eğer bu oku bizim kabilemize gönderirsen sana yardıma yüz bin kişi gelir.” Sultan, “Eğer daha fazla gerekirse?” diye sordu. Arslan Yabgu, bir ok daha aldı ve “Bu oku da Balhan’a gönder, elli bin kadar atlı yola çıkar,”diye cevap verdi. Sultan bir kez daha sordu: “Daha fazlası gerekirse?” Arslan Yabgu, bu defa yayını Sultan’a verdi ve “Bu yayı Türkistan’a gönder, iki yüz bin atlı gelir,” dedi. Mahmud kendi kendine “Bir yay ve üç ok ile bu kadar büyük bir orduyu, üstelik maaşsız ve ücretsiz olarak toplayabilen bir kişiden korkmak gerek,” dedi. Adamlarına emir verip onu tutuklattı ve hapsetti. Onu Hindistan’da Multân civarındaki Kalencer Kalesi’ne gönderdi.
Dandanakan Savaşı
Çağrı Bey tereddüt eden yorgun savaşçılara şöyle demişti: “Ülke alıp yurt tutmak, korkaklıkla olmaz. Hükümdarlık, korkaklıkla elde edilmez. Bin can feda etmek gerekse de ben savaş ve cenkten başka bir işte yokum. Biliyorum ki, mülk de ölüm de meliklerin işidir.”
Reklam
Nişabur’dan Selçuklular üzerine yürüyen Hacib Sübaşı’yı, Selçuklular Serahs’ta Talhab mevkiinde karşıladılar.Çağrı bey’in hazırladığı plana uygun olarak bölük bölük Gazne ordusuna taarruz eden Selçuklu atlıları, bir müddet sonra hemen süratle çöle çekiliyor ve bu harekat birbiri ardı sıra başka bölüklerce tekrarlanıyordu. Ağır Gazneli ordusu Selçuklular’ın hızlı harekat ve manevraları karşısında çaresiz kaldı. Sonunda daha fazla dayanamayan Gazneli ordusu, bozgun halinde dağılmaya başladı. Selçuklular çok sayıda esir ve ganimet ele geçirdi.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.