Ben ne beğendim ne de pek zevk alabildim. Kendi aralarında evde kalmış kendilerine yeni heyecanlar arayan birkaç kadının Toplanıp yakınlarında ki gerçekleşen cinayeti macera arayışındalarmış gibi vurgulamaları bana çok bağnaz ve vasat geldi ve bitirmek için okuduğum kitaplardan biri oldu.
Yazarın son kitabı.
Kitap çok sade bir anlatım ile insanların hayatlarına dokunuyor. Olay örgüsünde bazı yerlerde tutarsızlıklar olsa da Anlatımı ve hiikayeyi benimsedim ve beğendim
Esra Türkekul' un ikinci ve son kitabı.
Baş kahramanımız gene Berna.
Olay 1826 yılında yeniçeri ocağının kaldırılmasıyla Cadıbostanı iken, Caddebostan olarak adlandırılan Berna' nın biricik anası ve öğretmen emeklisi teyzesiyle yaşadığı semtte geçiyor.
Kapalıçarşı cinayetinde Berna kocasından yeni boşanmıştı ve babasını yeni kaybetmişti. Bu yüzden depresif takılan ve kilolarına kilo katmış sorunlu bir tipti.
Kapalıçarşı cinayetini çözdükten sonra kendini işe yarar hissettiği için bu sefer cinayeti çözmeye istekli, kilo vermiş, annesinin yanından ayrılmaya hazır bir Berna var karşımızda.
Olaylar sıradan bir şekilde başlayıp normal bir seyirde devam ediyor.
Bir önceki kitapta Berna' yı tanıdığımız için gereksiz ayrıntı yok.
Cinayet ile ilgili ipuçları sırasıyla güzel bir kurgu içinde sunulmuş.
Kitabı seslendiren kişinin de aynı olması kitabı dinlemek için iştah uyandırıcı
Berna' nın evden ayrılışını, zayıflayışını okuyamayacağım için üzgünüm. Berna seni özleyeceğim.
Yazarın ikinci ve son kitabı.
İlk kitabındaki gibi mizahi anlatım, sade dil sayesinde okuması kolay bir kitap. Romanın polisiye dozu da önceki romana göre daha üst seviyede. Kişi sayısının azlığından katil konusunda çok merak duyulmuyor. Ama ipuçlarının yavaş yavaş verilmesiyle katili olmasa bile, cinayetin nasıl işlendiği ve katilin nasıl suçlanacağı konusu kitabın sonuna kadar merak ediliyor. Yazar romanı iyi kurgulamış.
Kahramanımız Berna ilk kitap "Kapalıçarşı Cinayet" nde cinayet araştırmasına istemeden, gönülsüz dahil oluyordu. Bu romanda ise kendi semti Caddebostan'da işlenen cinayeti çözmek için pek hevesli. Bir dedektif gibi araştırmalar yapıyor.
Maalesef artık Esra Türkekul yok. Berna Tekdemir karakterini özleyeceğim.
Esra Türkekul'un 2. Kitabını da storytel sayesinde bitirdim. Açıkcası Kapalıçarşı Cinayetinden daha çok sevdim. Bernaya ve çılgınlıklarına alıştım. Ayrıca bu kitabı da daha sürükleyici ve bir tık daha polisiyeye yatkındı. Bernanın maceralarının devamı gelirse okurum/dinlerim. Keyifli zaman geçirmek isteyenlere tavsiye ederim.
Açıkçası ben kurguyu başarılı buldum. Bir polisiye romanda olması gereken merak ve gizem olaylarında noksanlıklar olmasına rağmen aralara yerleştirilen ufak ipuçları ve küçük detaylar da hoşuma gitti. Katil iki ihtimal arasında kalıyor çabucak zaten. Hikayenin ana kahramanı Berna'ya baktığınızda zaten esas katilin o olduğunu da biliyorsunuz ama keşke dedim sonu sürpriz olsa o kadar bekleneni okumasaydık.
Mizahi bir dili vardı yazarın. Edebi diyemem ama derli toplu anlatımını başarılı buldum.
cinayet işlenmiş, polisler işin içine girer olayı çözmeye çalışır. Klasik işleyiş değil mi? Ama Esra Türkekul matrak uslubuyla değişik bir renk katmış kabul etmek lazım :)
Kadın polisiye yazarlara ihtiyacımız var gerçekten kısa bir süre içerisinde okunabiliyor ve okurken sizi yormuyor. Polisiye ve merak seviyorsanız okuyabilirsiniz
Yerli ve özelliklede kadın polisiye yazar sayımız az olduğundan öncelikle dikkatimi çeken bir kitap oldu. Polisiye kurgusu açısından vasat bulduğumu söylemeliyim. Yerli ve yeni bir yazar olarak desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Esprili anlatım dili, olayın geçtiği mekanlar ve kahraman ile ortak özelliklerimiz açısından benim için keyifle okuduğum bir kitap oldu. İlerleyen kitaplarında yazarın potansiyelini daha etkili kullanacağını düşünüyorum. Caddebostan sahilinde bulunan bir ceset ve kahramanımızın katilin peşine düşmesi ile başlayan bir macerayı anlatıyor.