Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çağlayangil'in Anıları / Kader Bizi Una Değil, Üne İtti

İhsan Sabri Çağlayangil

Çağlayangil'in Anıları / Kader Bizi Una Değil, Üne İtti Sözleri ve Alıntıları

Çağlayangil'in Anıları / Kader Bizi Una Değil, Üne İtti sözleri ve alıntılarını, Çağlayangil'in Anıları / Kader Bizi Una Değil, Üne İtti kitap alıntılarını, Çağlayangil'in Anıları / Kader Bizi Una Değil, Üne İtti en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sanıkları aldık. Mahkemeye götürdük. Çingene de geldi. Adam başı on lira istedi, “peki” dedik. Sanıklar Türkçe bilmiyorlar. Mahkeme kararı açıklandı. Yedi kişi ölüm cezasına çarptırılmış, sanıklardan bazıları beraat etmiş, bazıları da çeşitli hapis cezaları almıştı. Kararlar okunurken hakim, ilamda idam lafını kullanmadığı ve ölüm cezasına çarptırılmaktan bahsettiği için verilen hükmü iyi anlamadılar. “İdam Tünne” diye bir vaveyla koptu.
Savcı, namaz kılıp kılmayacağını sordu. İstemedi. Son sözünü sorduk. “Kırk liram ve saatim var, oğluma verirsiniz” dedi. Bu sırada “Fındık Hafız” asılıyordu. Asılırken iki kez ip koptu. Ben, “Fındık Hafız” asılırken “Seyit Rıza” görmesin diye pencerenin önünde durdum.
Reklam
“Fındık Hafız’ın” idamı bitti. “Seyit Rıza’yı” meydana çıkardık. Hava soğuktu, etrafta kimseler yoktu. Ama “Seyit Rıza” meydan insan doluymuş gibi sessizliğe ve boşluğa hitap etti. Evladı Kerbelayıh, bi hatayıh... “Ayıptır, zulümdür, cinayettir” dedi. Benim tüylerim diken diken oldu. Bu yaşlı adam rap rap yürüdü. Çingeneyi itti, ipi boynuna geçirdi. Sandalyeye ayağı ile vurdu, infazını gerçekleştirdi.
Biz “Seyit Rıza’yı” aldık. Otomobilde, benimle Polis Müdürü İbrahim’in arasına oturdu. Jeep, jandarma karakolunun yanındaki meydanda durdu. “Seyit Rıza” sehpaları görünce durumu anladı. Sen Ankara’dan beni asmak için mi geldin? Bakıştık. İlk kez, idam edilecek bir insanla yüz yüze geliyordum. Bana güldü.
“Beni asmaya mı geldin?”
Ceza İnfaz Kanunu, her asılanın ayrı bir yerde asılmasını, asılanların birbirlerini görmemelerini emrediyordu. Bu şartı da yerine getirmeye çalıştık. Her meydana dört sehpa kurduk. Vali, bir de çingene cellat buldu. Gece 12.00’da hapishaneye gittik. Farlarla çevreyi aydınlattık. Mahkemenin 72 sanığı var
Savcıya gittim. Durumu kendisine anlattım. Bu konuda Adalet Bakanlığı’ndan bir telgraf aldığını ama mahkemelerin cumartesi günü tatil olduğunu, tatilde ise sonuç almanın mümkün olmadığını bana bildirdi. Ve ekledi: “Ben de mahkemeleri etkileyemem.” Oysa biz, mahkemenin kararını, Atatürk gelmeden evvel vermesini ve geldiğinde “Seyit Rıza” meselesinin kapanmış olmasını istiyorduk. Ben bunu halletmek için hükümet tarafından buraya gönderilmiştim.
Reklam
1937 yılında resmi tatil, cumartesi öğleden sonra. Atatürk, pazartesi günü Elazığ’a gelecek. Bizden istenenler; “asılacak asılsın” ve Atatürk’ün karşısına beyaz donlular çıktığı zaman iş işten geçmiş olsun.