En Eski Çakal Kayası kitaplarını, en eski Çakal Kayası sözleri ve alıntılarını, en eski Çakal Kayası yazarlarını, en eski Çakal Kayası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
itiraf etmem gerekir ise başlamadan önce sıkılacağımı düşündüğüm bir kitaptı ...ama hiç öyle olmadı.. 12 eylül zamanlarını cok iyi şekilde anlatan bir kitap. bu kitabı okurken bir kitap okuyormus gibi değil film izler gibi olacaksınız.. adeta kendinizi o zamanlada bulacaksınız.. böyle muhteşem bir kitap yazdıgı için degerli hemşehrim ahmet abeye tesekkür ederim.. kesinlikleokunması gerekli bir kitap..
Sırtında naylon makarna torbasından çantalar, dağ yolundan okula giden iki çocuk... Eve dönerken, yine bu yolu seçerler. birisi polis olur, diğeri suçlu. Ellerini taraklayarak, etten tabanca yaparlar. Gürgen ağaçlarının gölgesinde amansız bir kovalamaca başlar. Tabancalarından çıkan kurşun sesini ağızlarıyla yaparlar ve bu kurşunlar insan öldürmez.
İki çocukluk arkadaşı; Semih ve Nevzat. Biri sağcı, biri solcu. İkisi de gittikleri üniversiteden köylerine geçmişteki çocukluk anılarına sünger çekmiş olarak döndüler. Yine bir oyunun, kaçma kovalamacanın içindeydiler, sadece bu defa etten tabancalar değil soğuk metalden tabancalar vardı ellerinde.
Öncelikle Ahmet Karayün'ün okuduğum ilk kitabıydı ve dilini, anlatımını çok beğendim. Gayet akıcı bir dil kullanmış. Çok fazla karakter vardı ama buna rağmen kitapta hiç bir karışıklık yoktu. Gerçek bir hikayeden olması zaten daha da etkileyici kıldı benim için kitabı.
Ben 80lerin sonunda doğdum o yüzden 12 Eylül olaylarını ancak ya büyüklerimizden ya da film ve kitaplardan öğrendiklerimiz kadarıyla biliyorum ve ancak hayal edebiliyorum. Sadece kitaptaki bazı çatışma sahneleri bana fazla geldi. Çatışma anında birden kurşun yağmuruna tutulma ve adamın elinin giren kurşunlardan parçalanıp kopması gibi. Belki de bayan olduğum içindir bilemiyorum.
Kitapta beni en çok etkileyen ise son kısım; yani Aybüke'nin anlattığı kısım oldu.
"Sence insan inandıkları uğruna ne kadar ileri gidebilir?" "Toprağa kadar. İnsan inandığı dava uğruna toprağı göze alamıyorsa, geçici bir meraktır onunki.En kıymetlisi için, inancından, doğrularından çark edene adam mı denir?"
birkitapbinyurek.blogspot.com.tr/2016/06/ahmet-k...
*AHMET KARAYÜN*ÇAKAL KAYASI*
*ADOM YAYINCILIK*
Yaşanmış, gerçek bir hikâyeden! Dokuz ve Gizli Miras'ın yazarı Ahmet Karayün'den "BİR 12 EYLÜL ROMANI"
Sırtında naylon makarna torbasından çantalar, dağ yolundan okula giden iki çocuk... Eve dönerken, yine
“ Aklının sınırlarını kullanmayı iyi bilmeli insan. Hepsi psikolojik bir savaş. İnsana kırk defa deli dersen, kırk birincide ensesini okşadığını görürsün. “