Canlılar Sorununa Giriş

Ş. Teoman Duralı

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
bugünkü deney bilimi anlayışımız madem sözü edilen spekülatif görüşte buldu kaynağını, öyleyse bütün itirazlara, karşı çıkmalara rağmen günümüz bilimlerinde hâlâ birtakım spekülasyon artıklarıyla yüz yüze gelmek ihtimali her ân için geçerlidir.
Bugün biyoloji dünyasında genellikle kabul gören Yeni-Darwinci evrim varsayımı doğrultusunda düşünürsek, insanı canlıların genel gelişim çizgisine eklenmiş son halka olarak görmek zorundayız. Bu durumda karşımızda iki şık belirmektedir: Ya, organik bünyesiyle insanı, belli bir türden neşedetmiş görür, 'düşünüşünü-düşünme-gücü' yönünden ise onu ʻnevi şahsına münhasır' (sui generis), yâni canlıların genel gelişim çizgisinden bağımsız kabul ederiz; ya da, önceki şıkkı mantıksız sayarsak, onu 'düşünüşünü-düşünme-gücü'nü, organik bünyesine bağlar, böylece “Res Cogitans”ı “Res Extensa”ya indirgeriz. Günümüzde genellikle tercih edilen ikinci şıktır. Ne var ki tıpkı, organik olmayan moleküllerden organik işleyişlerin neşedetmeleri nasıl birtakım tahminlerin ötesinde sağın ve nesnel temellere oturmuş izâhlara dayandırılamıyorsa, aynı şekilde, genelde türlerin birbirlerinden, özeldeyse insan soyunun türeyişini inandırıcı kanıtlarla açıklamağa da şimdilik imkân yoktur.
Reklam
“birçok temel yanılgının kökeni, ‘canlılık’ sözünün kaypaklığındadır.”
Sayfa 61 - mainx.Kitabı okudu
Yalnızca yönelimsiz mutasyonlara dayalı doğal ayıklanma, doğa bilim anlayışına uygun açıklama sunabilir. Geri kalan her şey spekülasyon, bilimdışı bir vitalizm, bir gâyecilik olarak reddedilmeliymiş. Hâlbuki, biraz daha dikkatli incelendiğinde, sorun’un hiç de öyle basit olmadığı anlaşılabilir.
Ludwig von BertalanffyKitabı okudu
“mekanism ile vitalism 'constructiv’ sistemlerinin bir başka niteliği, bu sistemlerin geniş kuşatımlı önermelerinin eşsözel, tautolojik özelliğidir. nitekim mekanist, ‘biyomoleküller'e özellikler atfettiğinde yahut döllenmiş yumurtada belirli yapılar tasavvur ettiğinde, bütün bunlardan çıkarımlanan, zorunlulukla canlılık ile gelişmeye ilişkin süreçlerdir ki, bu da, katıksız eşsözden öteye geçmez. çünkü, açıklanacak olan, açıklanmaya yarayan kavramların açıklanmasına katılmış bulunuyor nasıl olsa. aynı durum, ‘entelekheia'yla ilintili olarak vitalist için de söz konusudur. bu yoldan böylesi önermeler, deneylerce yahut gözlemlerce sınanmaktan yakalarını kurtarmağı umarlar.”
Aristoteles, doğayı her ne kadar hocası Platon gibi, asıl varlıklar ile onların yeryüzündeki yansıları diye açıkça özden ikiye ayırmamışsa da, her varlığın, 'madde' ile 'biçim'in birleşmesinden belirli bir 'gâye'yi gerçekleştirmek üzere oluştuğunu öne sürmüştür.
Reklam
Gerçekten de, şaşıran bilgisizliğinin farkına varır.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.