İçim hüzünle dolu...
Belki cama değen yağmur tanelerine karışan rüzgarın uğultusunda gecenin yarısında olmanın da etkisi vardır ama Aytmatov üslubunun yeri yadsınamaz...
Gerçeklerin edebiyata dökülmüş halini bir kez daha okumuş olduk. Hiç bitmeyecek Kuttubayevlerin acısıyla kurnaz, acımasız ve insan avına çıkan Tansıkbayevlerin zulmü şüphesiz. Şu dünyada insanlığa karşı işlenen en büyük zulmün kelimeler üzerinden yapıldığını düşünüyorum. Şöyle ki olmayan bir şeyi söylüyorsun ve karşındaki kişiyi yanlış, hatalı, eksik, çarpıtılmış, hatalı vs sözü/hükmü/kuralı/düşüncenin aksini ispata çağırıyorsun. Oysa ne karartacak delil var ne söyleneccek söz ne de ikna edilecek kimse. Bu dini görüşlerde de böyle, siyasi görüşlerde de...