Arthur C. Clarke , son sayfalarda yer alan kendi sunuşu ile bu kitabın bir roman olarak değil de mühendislik tezi olarak akıllarda kalmasını umuyor.
Hugo en iyi roman ödülü ve Nebula en iyi roman ödülünü alan bu eser okudukça hayal mümkün oldukça mühendisliğin bir sınırı olamayacağını bizlere çok güzel anlatmış.
Bilim insanımız Morgan, dünya ile uzay arası köprü görevini görmesi adına bir kule ya da kendi ifadesi ile uzay asansörü inşaa etmek için harekete geçiyor. Kitapta kulenin kurulduğu yer Sri Lanka üzerindedir. Yazar bu konumu seçmesinin nedenini, bütün din ve inanışlarca ortak olarak tasvir edilden 'Adem Tepesi' üzerinde olduğunu söylüyor.
Bilim kurgunun sınır tanımayan mühendislik gücüyle işlenerek, hem tanrılara hem de evrenin kanunlarına karşı verilen bir mücadeleyi anlatıyor.
Kitabı ve son sunuşu okuduktan sonra yazara hayran kaldığımı söyleyebilirim.Kendisi bu alanda gerçek anlamda deha denilebilecek bir kişiliktir. Fakat kitabı okurken aklımda havada kalan soruların oluşmadığını söylemesem yalan söylemiş olurum.
Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar !
