Her bir notanın anlamı anlaşılamıyorsa eğer çok fazla ses, çok fazla nota varmış gibi gelir insana. Her iyi icra, parçanın bir "açıklaması" biçimini almalıdır. Ama piyanist "etki" arayışındadır, aynı bir aktör gibi, ve etki çoğu zaman metinden uzaklaşmayla sağlanır. İcracı, ne kadar az anlarsam o kadar çok şaşkınlığa düşeceğimi gayet iyi bilir. Ama benim istediğim anlamaktır. Sanatta şaşkınlık, yerini hemen heyecana bırakırsa bir değer taşır ancak; ne var ki çoğu zaman onu engeller.
..Chopin de böyle çalarmış. Her zaman, en dolgun sesin birisinde kalırmış; demek istediğim hiçbir zaman piyanonun sesini sonuna kadar zorlamaz ve bu nedenle de çoğu zaman dinleyicileri hayal kırıklığına uğratırmış.
(Etüt 10 No:1) "Bu etüdü, gerçekten mükemmel bir biçimde çalabilen kişi, piyano sanatında Parnassos Dağı'nın en yüksek noktasına ulaşmış olmakla övünebilir, çünkü bu eser belki de o derleme içinde en zor olanıdır."
Hans von Bülov
Ama başka hiç kimseninkine benzemeyen tuhaf bir kaderi olmuştur Chopin’in : Onun eserlerini icra edenler, daha çok tanınması için çaba harcadıkça, o daha az anlaşılmıştır.
Virtüözlerin Chopin’inden başka bir de genç kızların Chopin’i vardır. Aşırı duygusal bir Chopin. Ne yazık ki gerçekten öyleydi ; ama sadece duygusal da değildi. Evet, kabul ediyorum, kederli bir Chopin vardır ve piyanodan hıçkırıkların en kederlisini duyurur. Ama bazılarına kulak verecek olursanız, minör tonların dışına hiç çıkmamış sanırsınız. Benim sevdiğim ve övdüğüm, işte bu hüzünden geçerek, onun ötesinde gene de sevince ulaşmasıdır ; çünkü Chopin’de egemen olan sevinçtir.