Osmanlı Askerlerinin Cephe Hatıraları ve Türkiye'de Birinci Dünya Savaşı Hafızası

Cihan Harbi'ni Yaşamak ve Hatırlamak

Mehmet Beşikçi

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
...o grubun ortak kimliğinin de tesis edilmesini ve korunmasını sağlamaktadır.
... Sosyal hafıza grup kimliğinin oluşmasında merkezi bir rol oynamaktadır. Bir grubun sosyal hafızası (ki bu bir aile, millet ya da daha spesifik olarak bir savaşın gazileri ve benzeri olabilir) kişisel tecrübelerin tek tek meydana getirdiği bir bellekten ziyade, bu kişisel tecrübelerin grup üyeleri arasında paylaşımı ile oluşan kolektif bellektir. Bu ortak hafızada geçmişin tutarlı bir anlatısının bulunması o grubun ortak kimliğinin de tesis edilmesini ve korunmasını sağlamaktadır.
Sayfa 49 - İletişim Yayınları
“Gerçi Rum isek de Rumca bilmez Türkçe söyleriz, Ne Türkçe yazar okuruz ne de Rumca söyleriz, Öyle bir mahludî hatt-ı tarikatimiz vardır, Hurufumuz Yunanice, Türkçe meram eyleriz.”
Reklam
Ama bu hayal kırıklığını yaşamış olan aynı Şevket Süreyya'nın benliği, muharebenin bir faili ve şahidi oldukça, harbin benliğine uyum sağlamıştı; ... Cephenin kendi yaşamında bu bir benlik dönüşümüydü: "Nihayet ilk bomba birkaç adım ilerimizde patladı. Ondan sonra baskın, bütün dünyada ve bütün muharebelerde görülen baskınların biri olarak kızıştı, gelişti... Baskının ilk anlarında duyduğum hisler, belki birtakım heyecanlar, hatta korkulardı. Ama sonra boğuşma geliştikçe bunun yerini bir nevi hafiflik, ferahlık duyguları aldı. Daha sonraları içimden garip ve vahşi birtakım duyguların kabardığını hissettim. Nesiller ve nesiller ötesi atalarımızdan bize gelen, fakat toplumun, terbiyenin sathi tesirleri altında uyuşup kalmış olan duygular hep birden ayaklanıyordu. Gecenin bağrında dağlar inliyordu. Baskın şiddetlenip ben de siperden sipere koşup didindikçe, içimde kabaran bu yeni benliğime daha iyi alışıyordum. Düşmanı ateşlere boğmak, kesmek, parçalamak, gırtlağına yapışarak damarlarını koparmak, kanını emmek... Yeni benliğimin ihtirasları şimdi yalnız bunlardı."
Sayfa 347 - İletişim Yayınları
"... Sayfalar sizin sırdaşınız olsun. Bana her şeyi anlatın. Kıyısında olacağınız zaman, ruhunuzdaki tüm sıkıntılar uçup gidecek. Suskunluğunuz mutlu resimlere dönüşecek. Aşkımın sihirli kuvvetiyle, bu deftere manyetik bir sıvı döktüm. Öyle bir sihir ki sadık sevgilinizi daima yanınızda hissettirecek." (Tevfik Rıza Bey, Çanakkale Günlükleri adlı eserden iktibas)
Sayfa 148 - İletişim
"Yine tabip olarak görev yapmış bir başka gayrimüslim ihtiyat zabiti, Çanakkale Cephesi'nde, 17. Kolordu'ya bağlı 1. Seyyar Hastanesi'nde hizmet etmiş olan Kirkor Efendi'ydi. Kirkor Efendi'nin harbe dair tecrübelerinin ufak ama önemli bir kesitine, yedek subaylara ait arşiv mahreçli belgeler aracılığıyla ulaşmak mümkün olmaktadır. Buna göre, Kirkor'un verdiği arzuhal üzerine, 1915'te tehcire tâbi tutulmuş olan ailesinin Bolvadin'in Çay nahiyesinde iken orada kalmasına müsaade edilmesini istemiş ve bu istek kabul edilmiştir."
Sayfa 158 - İletişim
...ihtiyat zabiti olarak görev yapmış Şevket Süreyya'nın (Aydemir) hatıratında... "...Fakat bunlardan herhangi biri topluluktan ayrılıp da tek başına kaldığı zaman, kendi teşebbüs kudretiyle, müstakil bir hareket yolu tayininden hemen daima aciz kalırdı... Çavuşunu, subayını yahut kendini idare edeni kaybeden bir asker topluluğu kolayca dağılabiliyordu... Bir topluluk içinde ve bozulmayan bir kumanda altında her şeyi yaptırabileceğimiz bir insanın, tek başına kalınca, toplum duygusundan bu kadar uzak oluşu, insanı şaşırtan bir haldi. ..."
Sayfa 118 - İletişim Yayınları
Reklam
Yiyecek için askerimiz bazen toprağı karıştırırlar ve bitki kökleri bulup onları yerlerdi fakat bir çeşit kök vardı ki askeri yirmi dört saat için deli ederdi. Asker saçma söylemeye başlar, hareketleri bozuk düzen olur. O neferin başına bir süngülü nöbetçi dikilerek yirmi dört saat için hapis hayatı geçirtilirdi.
Sayfa 211 - İletişim Yayınları
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.