Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çılgın Türkler - Kıbrıs

Turgut Özakman

En Eski Çılgın Türkler - Kıbrıs Sözleri ve Alıntıları

En Eski Çılgın Türkler - Kıbrıs sözleri ve alıntılarını, en eski Çılgın Türkler - Kıbrıs kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kıbrıs
Donanma Kıbrıs'ın batısından geçerek Ada'nın güneyindeki Larnaka (Tuzla) körfezinde demir attı. 170 kadırga, 30 kalyon ve çeşitli 160 gemi, toplam 360 gemi denizi kapladı, direklerden ufuk görünmez oldu. (1570) Konaktan Baf kapısındaki kışlaya gidildi. Türk bayrağı törenle indirilerek yerine İngiliz bayrağı çekildi. Bu törende
Bilgi YayıneviKitabı okudu
Çılgın Türkler: Kıbrıs - Turgut Özakman
Ankara Radyosunda Söz Yayınları Şefiydim. 1963 yılı Aralık ayında Kıbrıs’ta Noel kıyımı diye bilinen acı olay oldu. Türkiye’de kıyamet koptu. Basın Yayın Genel Müdürlüğü Kıbrıs’a gönderilmek üzere bir muhabir istemiş. Hemen gönüllü oldum. Uygun görüldü. Olaydan 15 gün kadar sonra, radyo muhabiri olarak, Basın-Yayın Genel Müdürlüğünden bir
Bilgi Yayınevi - ÖnsözKitabı okudu
Reklam
Kıbrıs’ın Fethi
OSMANLI yönetimi II. Selim’in emriyle Kıbrıs’ı almaya karar verdi. Kıbrıs yüzyıllar içinde elden ele geçerek sonunda Venediklilerin egemenliğine girmişti. Doğu Akdeniz’in ortasındaki bu ada Osmanlı için büyük önem taşıyordu. Çok stratejik bir konumu vardı. Anadolu’ya 75 km. uzaktı sadece. Ayrıca Kıbrıs limanlarında ikmal yapan korsan
Bilgi Yayınevi / Birinci Bölüm 1570–1923Kitabı okudu
Parola: "39 lira borç var"
- Vehbi ve arkadaşları gözden kaybolup epey sonra güneş batarken Anamur Kalesi’ne geri döndüler. Kendilerine böyle talimat verilmişti. 10 makineli tabanca (sten) ile 20 tabanca ve iki sandık mermi kayığa yüklendi. “Bu silahlar sizin değil, örgütün. Erenköy’e gidince bunları gözden uzakta, güvenli bir yerde toprağa gömün. Parola ‘39 lira borç var’. Bu parola ile gelen kişiye silahları topraktan çıkarıp teslim edeceksiniz.” Sarıldı: “Haydi çocuklar selametle.” Hava kararırken Anamur’dan ayrıldılar. Zahmetli bir yolculuktan sonra, gün ağarmadan Erenköy’e ulaştılar. Silahları köyün dışında sessizce toprağa gömdüler. (1958)
Bilgi YayıneviKitabı okudu
Parola: "Anıt-Kabir"
- 24 Mart 1959 akşamı Elmas motoru yeniden yola çıktı. 15 ton silah ve cephane taşıyordu: 100 tabanca, 200 sten, 30 bren, 154 piyade tüfeği, 250 el bombası ve çok sayıda çeşitli mermi. Bu sefere Binbaşı Tansu da katılmıştı. Kıyıya 15 mil kalınca durdular, İngiliz devriye gemisinin geçmesini beklediler. Geçince ilerlediler. Silahların boşaltılacağı yer olarak Girne’nin doğusunda bir nokta (Ozanköy) bildirilmişti. Işıkla işaretleşildi. Motoru rölantiye alarak o noktaya yanaştılar. Mücahitler karanlığa sığınmış, sessizce bekliyorlardı. Biri seslendi: “Parola?” “Anıt-kabir!” “Hoş geldiniz.” Kumsala baştan kara ettiler. Kucaklaştılar. Mücahitler 15 ton silah ve cephaneyi, hiç konuşmadan, 30-40 dakikada boşalttılar. Silahlar yine mumlanmış ve muşambalara sarılmıştı. Silahlar mumlanmış değilse, mücahitler mumlu bezler hazırlayıp silahları bu bezlere sarıyor, toprağa öyle gömüyorlardı. Elmas hiç vakit geçirmeden Kıbrıs sularından ayrıldı. 17 Ekime kadar, on-on beş günde bir Kıbrıs’a birçok silah ve mermi taşıyacak, hava elverişli olduğu zamanlar Erenköylü gençler de küçük kayıklarıyla silah getirmeyi sürdüreceklerdi. (1959)
Bilgi Yayınevi - Elmas’ın silahlarıKitabı okudu
Zafer
- Gösteri yapan Türk öncüleri İngiliz Valisinin huzuruna çıkardılar. Vali kızmıştı: “M. Kemal Paşa savaş kazanıyor. Türkler Türkiye’de bunu kutluyorlardır. Ama size ne? Size ne oluyor? Onun zaferini niye kutluyorsunuz?” Sorunun aptallığı Türkleri şaşırttı. Biri bir adım ileri çıktı: “Sayın Vali, biz de Türküz, Türkiye’nin kopmaz bir parçasıyız. Hiçbir şey bizi, duygularımızı ve anavatana bağlılığımızı değiştirmeyi başaramaz.” Vali yutkundu. Demek ki kırk dört yıldır aldıkları sıkı önlemler Türklerin milli duygularını öldürmeye yetmemiş, aşındıramamıştı bile. Üstelik bu gençler İngiliz yönetiminde doğmuş ve yetişmişlerdi. Bütün mazlum milletler de bayram ediyordu. Birçok mucize ardarda gerçekleşmiş ve Türkiye yeniden var olmuştu. Saklanan bayraklar yetmedi. Kadınlar yeni bayraklar diktiler. Kıbrıs kırmızı-beyaz oldu. Camiler dolup dolup boşaldı. İngilizler bayrakları toplattılar. Suratları asılmış, neşeleri kaçmıştı. Çünkü bütün olayların, yayılmaların, haksız heveslerin ve dökülen kanların arkasında onlar vardı. Asıl yenilen emperyalist İngiltere’ydi.
Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
72 Helikopter
Dünyada 72 helikopterin katıldığı ilk harekâttı bu. Türk ordusu bazı önemli ilklere imzasını atıyordu. Art arda havalandılar. Saat 07.15’ti. Uçuş savaş uçaklarının koruması altında 45 dakika sürecekti. Kıbrıs’a yaklaşırken Türk tarihinde hiç eşi olmayan bir görünüm oluştu. Denizde 43 gemiden oluşan konvoy vardı. Onun üzerinden 72 helikopter geçiyordu. Helikopterlerin üzerinde 3 koruyucu jet uçuyordu. Karşıdan, paraşütçüleri atıp V düzeninde geri dönen 36 büyük uçak göründü. Bu görkem birçoklarının gözlerini yaşarttı. Bütün Türk tarihi boyunca ordu hiç bu kadar güçlü olmamıştı.
Bilgi Yayınevi - 72 helikopterli ilk harekatKitabı okudu
33 kurşun
Sesler daha da yakından gelince, Mürüvvet Hanım eşinin tavsiyesine uyarak üç çocuğunu alıp güvenli diye banyonun küvetine girdi, uzandı, çocuklarını kollarının arasına aldı. Sımsıkı sarıldı. Altı aylık Hakan iki kardeşinin arasındaydı. Rumlar kapıyı tekmeleyip banyoya daldılar. İnleyen yaralılara, ağlayan Işıl’a bakmadılar bile. Küvetin içindeki anneyi ve çocukları görmüşlerdi. Türk subayının eşi ve çocukları bunlardı işte! Görerek, nara ata ata otuz üç el ateş ettiler. Dördü de öldü. Çocukların kanları, beyin parçaları, saçları tavana sıçrayıp yapıştı. Eserlerini şeytanı bile utandıracak bir keyifle izlediler. Sonra evden çıktılar. Tutsak aldıkları Kumsallılarla birlikte dönüşe geçtiler. (24 Aralık 1963)
Bilgi YayıneviKitabı okudu
Galipler Barış Andlaşmasını (Sevres Andlaşması) hazırlamışlardı. Türkiye'yi 8 parçaya bölüyorlardı. Türkiye, kolu kanadı kırık, sonsuza kadar galiplerin denetimi altında kalacak, küçücük bir devlete dönüştürülmüştü. İstanbul biraz mızıldandı, sızlandı, sonunda rezil andlaşmayı kabul edip Paris'te imzaladı (10 Ağustos 1920). Sekiz bölge 1) Güneydoğu İngiliz nüfuz bölgesi, 2) Çukurova'da Fransız nüfuz bölgesi, 3) Antalya-Muğla-Konya çevresinde İtalyan nüfuz bölgesi, 4) Doğuda Ermenistan, 5)Güneydoğuda Kürt özerk bölgesi, 6) Batı Anadolu'da ve Doğ Trakya'da Yunanistan, 7) Yarı devlet niteliğinde Boğazlar Kurulu, 8) Orta Anadolu'daki birkaç ilde Türkiye.
Galip devletler, Yunanistan, bütün Rumlar, hatta İstanbul yönetimi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ve onun başkanlığına seçilmiş olan M. Kemal Paşa'ya güldüler. Milli And Sınırları içinde tam bağımsız olmak ha! Çılgın Türklerin gördüğü zavallı bir rüya idi bu. Ne ordu vardı ellerinde, ne para, ne fabrika, ne cephane, ne silah. Askere zorlukla üniforma verilebiliyordu.
Reklam
İkinci Dünya Savaşı-Yunanistan
Pek çok kişi açlıktan ölür. Bu durum Yunan tarihinde Büyük Açlık olarak anılır. Bazı Yunanlılar motorlarla Türkiye kıyılarına gelir, yiyecek isterler. Durumu öğrenen Türkiye Yunanistan'a yardıma karar verir. Kızılay yardım için büyük bir kampanya açar. Gönlü yüce Türk 19 yıl önce Ege'yi yakıp yıkan Yunanlılara yardım için elinden geleni yapar. Toplanan besin maddeleri önce Kurtuluş adlı yük gemisiyle Pire'ye yollanır (Ekim 1941). Kurtuluş üç sefer daha yapar, toplam 7.100 ton besin maddesi taşır. Beşinci seferinde fırtınaya yakalanarak batar. Yardım durmaz, 1946'ya kadar Dumlupınar, Tunç, Konya, Güneysu, Aksu gemileri ile devam eder. Dumlupınar, 13-16 yaşları arasında 1.000 kadar hasta Yunanlı çocuğu da İstanbul'a getirir ve bu çocuklara savaşın sonuna kadar Türkiye'de bakılır. Birçok Yunanlıyı gemileriyle Kıbrıs'a taşır. Yönetmen Erhan Cerrahoğlu Kurtuluş gemisinin belgeselini yapmıştır (2006).
320 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.