Sigmund Freud, yetişkinlerde kişilik ve anormal davranışlar üzerinde çalışmalar yapsa da kişiliğin yapısında bebeklik ve çocukluk yıllarının önemini belirten ilk kuramcı olması nedeniyle önemli bir yere sahiptir.
Freud kişiliğin biçimlenmesinde yaşamın ilk altı yılının önemini vurgulamış ve çocuk yetiştirmede anne-baba tutumlarının önemine dikkati çekmiştir.
İnsanda olsun, hayvanda olsun, cinsel gerekimler olgusu biyolojide cinsel itkinin kabul edilmesiyle dili! getirilir. Besin alma itkisiyle (Trieb) ve açlıkla bir benzetme yapılmış olur burada. Cinsel ‘açlık’ sözcüğüne karşılık olacak ad yoktur halk dilinde. Bilim bunun için libido’yu kullanır.
Halk düşüncesi, bu cinsel itkinin yapısı ve özellikleri üzerine çok belirli görüşlere sahiptir. Cinsel itkinin çocuklukta olmadığı ve zamanla, ergenlik süreci içinde kendini gösterdiği, karşı konulmaz çekim görünüşleri içinde dışlaştığı (bir cins öbür cins üzerinde uygular bu çekimi), ereğinin cinsel birleşme veya en azından, bu birleşmeler yolundaki işlemler olduğu ileri sürülür, Bu savlarda (iddialarda), gerçekliğin hiç de doğru olmayan bir tanıtı (tasviri) var. Daha yakından gözden geçirince, onlardaki yanlışlar, belirsizlikler ortaya çikar.
Cinsel itki konusundaki halk kuramı şiirsel bir masala geri gider. İnsanın, erkek ve kadın diye ikiye ayrıldığı ve onların sevgide yeniden birleşmeye çalıştığı yolundaki güzel bir masala.
Kadını değil de erkeği, cinsel nesne alan erkekler, erkeği değil de kadını cinsel nesne alan kadınlar bulunduğunu işitmek, halk için şaşırtıcıdır bu bakımdan.
Böyle tiplere, karşı cinsli, daha iyisi çevirtik, böyle olgulara da çevirtim (inversion) denir. Kesin biçimde araştırılmaları güçlükler çıkarmaktaysa da, sayısı çoktur böylelerinin.