Cinselliğin Dayanılmaz Ağırlığı Sözleri ve Alıntıları
Cinselliğin Dayanılmaz Ağırlığı sözleri ve alıntılarını, Cinselliğin Dayanılmaz Ağırlığı kitap alıntılarını, Cinselliğin Dayanılmaz Ağırlığı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yunan mitolojisine göre insanlar dört kol dört bacak ve iki yüzü olan bir kafa ile yaratılmıştır. Güçlerinden korkan Zeus onları ikiye ayırır ve hayatları boyunca diğer yarılarını aramaya mahkum eder.
KOKULU BAHÇE
"Aşk bir sanattur Kadınlan memmm-elme sanatı- Bi erkek özlediği zevkleri karıema da istetecek denli bir aşk ustast haline gelmedikçe, karisina dokunmamalıdır bile
-Honore de Balzac
CİNSEL BİLGİMİZ YETERSİZ
Cinsellikle ilgili mitlerin oluşmasının en önemli nedeni. tarih boyunea tim toplumlanda cinsction toplumum tieker yar gularıyla yaşanmasıdır Ovsa cinsellik doğustan getrdiranomez durtuterimizdır. Loplumun cinsellikle ilgili konuları açıktan konuşmaması, tartismaması cinsellta vasaklar avıplar ve günahlar Gygemmde yasıyor olması cinselliğin kulaktan dolma bilgilerle bilinmesine neden olmaktadır Tim buntara cinsel eğitım yetersızlıği de eklenince var olan cinsel mitler, toplumun yanlış doğ ruları olarak algilanmakta ve cinsel yasantimızı olumsuz yönde şekillendirmektedir.
NE OLDUĞUNU BİLE BİLMİYORUZ
Her şeyden önce cinselliğin ne olduğunu anlamamız gerekir. Cinsellik, insanın biyolojisi, psikolojisi, ait oldugu kultur ve içinde yer aldigi toplumsal koşulların tumu tarafından etkilenen ve onları etkileyen karmaşık bir bütündür. Bu olgu dogumdan olume kadar icimizde bulunan bir vasam dürtüsüdür. Ancak içinde bulunduğumuz sosyokültürel şartlar, kadının ve erkegin doğası, vas, eğitim yetıstirilme ortamı, din, ekonomik şartlar ve daha birçok faktör cinsel yasamı etkiler.
Her şeyden önce cinselliğin ne olduğunu anlamamız gerekir. Cinsellik, insanın biyolojisi, psikolojisi, ait oldugu kültür ve içinde yer aldığı toplumsal koşulların tümü tarafından etkilenen ve onları etkileyen karmaşık bir bütündür. Bu olgu doğumdan ölüme kadar içimizde bulunan bir yaşam dürtüsüdür. Ancak içinde bulunduğumuz sosyokültürel şartlar, kadının ve erkeğin doğası, yaş, eğitim yetiştirilme ortamı, din, ekonomik şartlar ve daha birçok faktör cinsel yaşamı etkiler.
Her duygunun bir nedeni, bir de tetikleyicisi vardır. Duygunun nedeni kişinin olaylar ve insanlar hakkındaki düşüncele ridir. Duygunun tetikleyicisi de olaylar ve insanlardır. Dolayısıyla da duygu kişinin kendisine aittir. Bu nedenle terapide danişanın duygusunu sahiplenmesi ve tetikleyici unsurlari suçlamayı bırakması önemlidir. Çünkü suçlama başladığında çaresizlik başlar ve danışan seçenekleri göremez ve duygularını yönetemez. Örneğin , Öfke güven bir duygudur. Olgun bir insan öfkesini ve onun ardındaki düsüncelerini kabullenir ve öfkesini yönetir; öfkelendiğinde ortamı terk eder, dısarı çıkıp hava alır ya da müzik dinler. Duyguların yönetilmesi de bilinçle mümkündür.