Zupančič kitabında cinsellik üzerine yapılan araştırmalara yer vererek cinsellik konusuna psikanalitik ve ontolojik açılardan yaklaşmıştır. Freud’un bilinçdışı ve çocuk cinselliği kuramları üzerinden cinselliğin algılanması ve oluşumunu açıklayarak, dini perspektiften cinselliğin günah olarak lanse edilmesinin, sanattaki ve gündelik yaşamdaki etkilerine değinmiştir.
Ayrıca Lacan’ın ‘eksi bir’ kuramı üzerinden cinselliğin artı keyifle (haz) ilişkisine, psikanalizdeki gerçekçilik mefhumuna ve
son olarak da; Freud, Lacan ve Deleuze ‘un ölüm dürtüsü üzerine düşüncelerinden; ölümü haz ve gerçekçilik mefhumuyla ilişkilendirmelerine değinmiştir.
Kitap, cinselliğin salt dürtüsel bir şey olmadığını, varoluşumuzun derinliklerinde yatan cansız madde halinde sahip olduğumuz homeostatik durumdaki hazzın üretimine (ölüm dürtüsü) yönelik izlediğimiz yolda, yolumuzu uzatan bir dönemeç olabileceğini belirtiyor. Dolayısıyla cinselliğe farklı bir perspektiften yaklaşmış oluyorsunuz. Daha önce bakmadığınız bir açıdan belki de!
Eğer konuya ilginiz varsa kitaba biraz daha hakim olabilmek adına, kitpta bir kaç kez atıfta bulunulan Freud’un çocuk cinselliği üstüne çalışmalarının konu edildiği; John Huston’un The Secret Passion filmini izlemenizi ve Lacan’ın Fallusun Anlamı’nı okumanızı tavsiye ederim.