İnsanın kendinden güçlü olana yalvarışı, bükemediği eli öpmesiydi bu. İnsanın zavallılığıydı. İnsan bir kere çamur deryasına düşmeye görsündü. Hepsi yalvarırdı. Hepsi köpekti.
Bu başına bir sürü iş açmış olan Allah'ın cezası his, yaşamını cehennemlik eden bu yetenek ne zaman hasıl olmuştu ona? Kızından sonra? Evet daha çok ondan sonra. Her cesaretin bir bedeli olduğunu anladığında. Her kafa tutuşun ödenmesi gereken bir kefareti olduğunu anladığında. Tanrı'ya isyan edişin, onunla zar atmanın bedeli... Ne zamansa ne zaman. Aslında artık hiçbir önemi yoktu. Ama ya sonra? Bu hal onu azar azar bitirmişti. Kendi yarattığı zaman içerisinde kendini yok etmişti. Her şeyini yitirmişti o zamanın içinde. Bir sürü zamanın içinde yaşayan adam olmuştu. Yeteneğinin kurbanı! Cesaretinin tutsağı.
Hep böyle olmuştu. Panzehirini yitirmiş bir kurban gibi ona muhtaçtı yine. Sevgiyi şiddette arayan, yoksunlukta arayan bir meczup olarak Rana'ya gitmeliydi.