O sadece rahatlamak için unutması gerekenleri unutuyordu: hayallerini, umutlarını, yenilgilerini, aşklarını, artık dönüşü olmadığı için çözümsüz kalan, çözümsüz kaldıkça da huzursuzluk veren her şeyi.
Belki de hepimiz, herşeyi seziyorum, biliyoruz. Ama gözümüzü, kulağımızı kapatıyoruz. Görmüyoruz, duymuyoruz; çünkü görüp duyarsak birşeyler yapmamız gerekecek. Ve konuşmuyoruz; çünkü korkuyoruz. Canavarın kuyruğuna yapışmıyoruz. Aman bırakın, samın uyandırmayın canavarı, diye bağırıyoruz dışarıdan. Canavarı yakalanmaya çalışırız gibi yapanların kim olduğunu, neye hizmet ettiklerini de bilmiyoruz. Belki de canavarın ta kendisidir kendi kuyruğuyla oynayıp bizimle alay eden.
İşçi çıkarmaya, ücretleri düşürmeye bahane sağlayan bu krizler fazla sürmezdi, banka karını bir önceki yıla göre bilmem ne kadar artırır, bir süre sonra, işten çıkarılanların yerine daha ucuza mal olacak yeni işçiler alınır, düzen sürerdi.
Nasıl öğrenmişlerdi ? Sermayenin dini, imanı, vatanı yoktur. Savaşlar kapitalizmin ürünüdür... Artıdeğer sömürüsü olmadan sermaye birikimi olmaz ... Bak kalmış aklımda işte. Daha iyisi babaannemin sözü: Çok laf yalansız, çok mal haramsız olmaz.