Büyük binalarda yaşayanlar, gecekondulara iğrenerek bakıyorlar. Nefret dolu bakışlarını anlıyorum. Burada favela olmalı mı diyorlar? İstemiyorlar. Favela mahalleyi kirletti. Fakirlikten tiksiniyorlar. Yalnız şunu unutuyorlar ki, insan öldükten sonra eşittir.
15 yaşındaydı. İnsan bu yaşta dünyayı pembe görür. Sonra o pembe gülün açıldığını ve birer birer yapraklarını döktüğünü görür. En sonunda da diken kalır.
Kuzey Amerikalılar dünyanın en medeni insanları olarak tanıtılırlar. Ama siyahları küçümsemenin, güneşi küçümsemek kadar saçma olduğunu düşünmüyorlar. İnsanlar, tabiatın yarattığını inkar edemezler. Allah bütün ırkları aynı anda dünyaya getirmiş. Eğer beyazlar daha önce yaratılmışlarsa o zaman isyan etmeye hakları olurdu.
İçki içmediğim için bana kendini beğenmiş diyenler çoktur. Ben üç çocuğu ile yalnız yaşayan bir kadınım. İçkiye müptelâ olsaydım, çocuklarım beni saymazdı... Neticede içkiyi sevmiyorum ve onun için içmiyorum, işte o kadar. Paramı kitaplara harcamayı tercih ediyorum.
“ Bu kitap baş kaldıran bir insanın haykırışıdır. Korku dolu bir belgedir.Brezilya’nın ufak bir parçasını anlatan yazarı gibi çöplükten çıkmış bir eserdir.”