1920 Nisanında Ankara Hükümetinin kurulmasından itibaren Kemalist bölgesinde kapitülasyonların uygulaması durduruldu ve her fırsatta toplumun özgürlük ve bağımsızlığını kısıtlayıcı uygulamalara izin verilmeyeceği belirtildi.
Sakarya Zaferi'nden sonra Ankara ile uzlaşma yolları arayan galipler, Londra görüşmeleri sırasında Sevr ile getirilen ekonomi imtiyazlarının yerli ticaret ve sanayi için engelleyici niteliğini kabul edip, hafifletici öneriler getirdiler.
Yine de vergi ve gümrük resmi saptanmasını kendi kontrollerinde tutuyor, adli sistemi de bir komisyonun yapacağı çalışmanın yıllar sürecek uygulamadan sonraki raporunun insafına bırakıyorlardı.
Bütün bunların anlamı, Türk toplumunun 'uygarlaşmamış' ve o dönemde dünyanın en üst düzeyini temsil eden Avrupa'nın düzeyine erişmemiş, kısacası 'çağdaşlaşmamış!' sayıldığıdır.
Osmanlı toplumu ve yönetimi dikkate alındığında bu eleştiriye haksız demek de mümkün değildi.