Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Daire'ye Dair

Dücane Cündioğlu

Daire'ye Dair Gönderileri

Daire'ye Dair kitaplarını, Daire'ye Dair sözleri ve alıntılarını, Daire'ye Dair yazarlarını, Daire'ye Dair yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hasılı, konusu ne olursa olsun uzmanların payına düşen hiç-bir-şey hakkında her-şeyi bilmek iken, uzman olmayanların payına herhangi-bir-şey hakkında neredeyse hiç-bir-şey bilmemek düştü. Ne yazık değil mi, bir zamanlar bilmek bilmeyi bilmek idi; bil­mek bizatihi kendin bilmek idi.
Hayret makamının çocuklara mahsus o saflığını kibirlerine ye­diremedikleri için modern dünyaya çocukça sorular sormak yerine sivilcelerini saklayıp zekâ gösterilerinde bulunmayı yetişkinlik sayı­yorlar. Oysa bilmek, yani ne idüğün bilmek ve hakikatin anla­mak gerek.
Reklam
Düşünme’nin bütün sorularının çocuk soruları olduğunu ve çocukça sorular sormadıkça hakikat denen dilberin kendilerine o nazlı yüzünü asla göstermeyeceğini akıllarına bile getiremiyorlar. Yetişkinlerin o kasvetli tafralarla sordukları köşeli soruların ve bu sorulara verilen köşeli cevapların sathîliği onların gözlerini kamaştırırken, düşünmenin o çocukça soruların içinde saklandığını hiç ama hiç görmüyorlar. Çünkü şek etmek ile hayret etmek ara­sındaki farkı bilmiyorlar.
Düşünmek, ağaca baktığında tohu­mu, tohuma baktığında ağacı görmektir, hiç değilse bu türden bir görüşe ulaşmayı talep etmektir.
Biraz çabayla hiçliğin kıyısından varlığa el sallamak, hiç de öyle imkânsız değil.
Günümüzün insanı yönünü tayin edemediği için yükselemiyor. Dairesini tamamlayamıyor. Bu yüzden özgürleşemiyor; özgürlüğün daireyi tamamlamak demek olduğunu ise aklına bile getirmiyor.
Reklam
İnsan niçin bunalıyor? Gerçekte mâlik olmadığı bir şeye mülkiyet iddiasında bulunduğu için.
Bunama yaşlıların de­ğil, yüreği büzüşmüş olanların ve adına dünya denilen düşte düşün yorumundan habersiz bir biçimde uyuklayanların yazgısı..
Ben benliğini bulmak için yola bizden çıkar; benini bulunca bizini bir süreliğine terkeder. Bize döndüğünde ise, artık benini farketmiş olarak bizin içindeki yerini alır. Zahir’den başlar, bâtın’a ulaşır.
Düşlemeye gör ey talib, bir kere olsun kendi peşinden koşmayı denesen, ah bir denesen, inan, bu dünya cangılında değil bulman, olman bile kabil.
Reklam
Kişinin kendisi, dairenin merkez noktasında değil, bitiş noktasında durur, yola bizden düşer, hep bizi izler ve en nihayet bene ulaşır. Ötesi yoktur; benden sonra yeniden biz gelir, ben tekrar bize gelir.
İnsan ancak gayret ile bilip bilgin (âlim); aşk ile tanıyıp bilge (ârif) olabilir; zira bilmek mertebesi azim ve gayret, tanımak mer­tebesi ise aşk ve mehabbet ister.
İlim, sahibini, hedefine adım adım yaklaştırır; zira bilmek isteyen nefs, zamanla, zaman içinde ve her basamağı tek tek çıkmak koşuluyla yol alabilir. Öğrenilmesi gerekenler, bilinmesi lâzım gelenler çoktur; çokluk mertebeleri içinden geçip birlik’e ulaşmak süre ister, emek ister, hepsinden önce nasib ister.
Ey tâlib! Nefsinin tafralarına kanıp sanma ki hakikate sahipsin, sen hakikate dahilsin.
1.402 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.