Sevgilim” dedi, “Mısralarım ki Hind’in ipeklileri kadar ince dokunmuş ve İran’ın kıymetli halıları gibi hünerli renklere süslenmiştir, niçin senin kalbini heyecana getiremiyorlar?
"Her şeyi hayattan uzaklaştıran, hiçbir zaman yenilmeyen dehşetli bir kudretleri olduğu halde, mütevazı ve kibardılar. Ne gururdan doğan bir süs, ne kendini beğenmeyi gösteren bir ses…
Şu dünyayı adamakıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki? Yaşadığımızın farkına varmayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz?
"Bu adamın ne olması mümkündür?" diye söylendi.
Fransız seyyah: "Bir sanatkar..." dedi,"Ümidi kırılmış bir sanatkar... Hakiki sanatın takdir edilmediğini görerek insanlardan kaçan bir talihsiz."
-viyolonsel-
"Şu dünyayı adam akıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki?
Yaşadığımızın farkına varmayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz?"
1933
"Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: Dünyada neler gördünüz? dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki..."
-kırlangıçlar-