Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihali

Hamdi Döndüren

Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihali Gönderileri

Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihali kitaplarını, Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihali sözleri ve alıntılarını, Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihali yazarlarını, Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihali yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Görev bölümünün ehliyet ve yeteneğe göre oluşması, uzmanlaşmaya ve dolayısıyla verimin artmasına neden olmuştur. İskoçyalı ekonomi bilimcisi Adam Smith’in bu konuda 18. Yüzyılda verdiği şu örnek dikkat çekicidir. Vasıfsız bir işçi günde bir kaç yüz iğne üretebilirken, i şbölümü esaslarına göre 10 kişilik bir atölyede 48 bin tane iğne üretildiği görülmüştür.
Erkam yayınları
674 syf.
4/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1097 günde okudu
1994 yılında bir arkadaşımın hediyesi olan bu kitabı yavaş yavaş üç yıl gibi bir sürede okumuştum.Ticarete,iktisada insani ve İslami açıdan bakan,inceleyen bir kitap.İslamiyete göre ticaretin nasıl olması gerektiğinin ayrıntılarını bulabileceğiniz bu kitabı okuma fırsatınız olursa,göreceksiniz ki, şu an uygulanan ticaret kuralları,İslamiyetteki kurallarla çatışmaktadır.Fakat bilgi babında faydalı bir kitap olduğu kanaatindeyim.
Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihali
Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihaliHamdi Döndüren · Erkam Yayınları · 19939 okunma
Reklam
Emevi Halifesi Ömer b. Abdilaziz'in işçi ve memurlara hitaben söylediği şu sözler de yukarıdaki hadisin uygulaması gibidir: "Herkesin barınacağı bir evi, hizmetçisi, düşmana karşı yararlanacağı bir atı ve ev için de gerekli eşyası olmalıdır. Bu imkânlara sahip olmayan kimse borçlu (gârim) sayılır ve zekât fonundan desteklenir." Ebu Ubeyd, el-Emval, s. 556.
"Bir kimse bizim işimize tayin olunursa, evi yoksa ev edinsin, bekârsa evlenebilsin, hizmetçisi yoksa hizmetçi ve biniti yoksa binit edinsin. Kim bunlardan fazlasını isterse, o ya hiyanet eder veya hırsız olur." Ebû Dâvud, Imare, 10; Ahmed b. Hanbel, IV, 229.
İslâm Ekonomisi
Bu sistemin başlıca özelliklerini şu maddelerde toplayabiliriz: a) İslâm'a göre herşeyin gerçek maliki yüce Allah'tır. b) İslâm'da özel sermaye serbestçe yatırım yapar. c) Devlet de bir takım yatırımlar yapabilir. d) İslâm'da serbest rekabet esasına dayalı piyasa ekonomisi esas alınmıştır. e) İşçi ve memur kesiminin emeğine, İslâm, hakkı olan değeri vermiştir. f) İslâm, herkesin insanca yaşayabileceği bir toplum için gerekli olan sosyal güvenlik kuruluşlarını oluşturmuştur. g) İslâm faizi yasaklamış, bunun yerine kâr-zarar ortaklığı esasını getirmiştir. h) Köylünün gerçek veya tüzel kişilerle "ziraat ortakçılığı” çerçevesinde çıkacak ürünü paylaşma yoluyla topraklarını işletmesi mümkündür. i) Tarihin kaydettiği en geniş sosyal yardım teşkilatı İslâm medeniyetinin eseridir. (Vakıflar) j) İslâm, israfı yasaklamış, müslümanın itidal ölçüleri içinde hareket etmesini istemiştir.
Sayfa 364 - Günümüzdeki Başlıca Ekonomik Sistemler.Kitabı okuyor
Büyük sermayelere sahip olanlara "kapitalist" adı verilir. "Kapitalizm" ise özel sermayenin ve sermaye sahiplerinin üstün mevkii tuttuğu ekonomik rejimin adıdır.
Reklam
Ölçülü hareket etmek peygamberlikten bir cüzdür. Ebû Dâvud, Edeb 2; Tirmizi, Birr 66.
Ölçülü davrananlara gelince, onlar hesapları kolay görülenlerdir. Ahmed b. Hanbel Müsned, V, 198, VI, 444.
lyne Satışı
Vadeli mal alıp peşin parayla aynı kişiye veya üçüncü bir kişiye satma yolu da finansman sağlama yöntemlerindendir. Böyle bir malın, satın alınan kimseden başkasına peşin veya veresiye fiyatla satılmasında bir sakınca bulunmaz. Ancak vadeli satan kişiye kendi sattığı malı tekrar daha ucuz peşin fiyatla satmakta faiz şüphesi vardır. "lyne satışı" denilen bu yöntem Ebû Yusufa göre geçerli sayılırken, diğer pekçok müctehitlerce mekruh ve çirkin kabul edilmiştir (Ayrıntı için bk. "Vadeli Sattığı Malı Peşin Para İle Geri Almak ("lyne Satışı" konusu).
Sayfa 332 - "bey bi'l-istiğlal"Kitabı okuyor
İslâm hukukuna göre misli malların ödünç verilmesi âriyat akdi kabul edilmiştir. Karzda verilenden fazlasını almanın faiz sayılması ödünç para temininde güçlükler meydana getirince, bu muameleler (bey' bi'l-vefa" ve "bey bi'l-istiğlal" )uygulamaya girmiştir. Çünkü ödünç sırasında kararlaştırılan veya örlleşmiş bulunan menfaat faiz olur. Kimi zaman da borçlunun borcunu vadesinde ödememesi veya geciktirmesi mağduriyete sebep olur. Bu durumlar karz-ı hasenin işleyişi önündeki engellerdir.
Sayfa 332 - bey bi'l-istiğlalKitabı okuyor
Reklam
Ömer Nasuhi Bilmen, bu konuda şöyle der: İslâm âlimlerinin çoğunluğu, bey' bi'l-vefâyı rehin olarak kabul eder. Malikin izni olmak şartıyle alıcı malın gelirinden yararlanabilir. Bilmen, bu konuda klasik fetva ve furû kitaplaındaki bilgileri nakletmiştir. Borç para bulmaya veya bir borcu ertelemeye yönelik bu gibi çareler Ebü Hanife ve İmam Şafii'ye göre yararlanma sözleşme sırasında şart koşulmamışsa caiz olur.
Sayfa 330 - BEY' Bİ'L-VEFAKitabı okuyor
Vefa yoluyla satış, iade edinceye kadar alıcının maldan yararlanabilmesi özelliği dikkate alınınca "sahih bir satım akdi"; tarafların sözleşmeyi feshedebilme yetkilerine bakılınca da "fasit satım akdi" niteliğindedir. Alıcı vefa yoluyla satın aldığı bir malı başkasına satamayacağı cihetle de bu bir rehin (ipotekli mal) hükmündedir ve bu rehin olma özelliği üstündür. İslâm fakihlerinin çoğu vefa yolu ile satışı caiz görmüşlerdir. Bu satış şekline bazı kaynaklarda "beyu'l-muamele" de denildiği gibi, Mısır'da "beyu'l-emâne" adı verilmiştir.
Sayfa 328 - BEY' Bİ'L-VEFAKitabı okuyor
242 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.