Biz öldük kardaş. Sen ne diyorsun... Bize ormandan başka vatan kalmadı. Bizler havada yaşayamayız ya ... Bütün ovalar sürülüyor. Bir karış toprak kalmıyor sürülmedik. Bütün yaylalar tapulu... Biz gökyüzünde yaşayacak değiliz ya... Bize de ormanlar kalıyor. Ormanlar hükümetin... Öldürsünler bizi ormandan da atacaklarsa...
Yaşlı, kırış kırış yüzünde bir çöküşün, bütün bir yörük milletinin çöküşünün acısı vardı. Gözlerinde eski günlerin, ormanların, yaylaların tatlılığı okunuyordu. O da acılıydı ya... Çimen yeşilinden bir yalım geçmişti sanki. Gözleri öyleydi.
Türkiye'de ne kadar orman kanunu çıkmışsa, her kanundan sonra bir orman tıraşlaması olmuştur. Ormanları orman kanunları bitirmiştir.
Allah, kalan ormanlarımızı ''orman kalmamış, şayet köşede bucakta bir iki dikili ağaç kalmışsa'' bu yeni çıkacak kanundan esirgesin.
İnsanlığın savaşı dünyanın bu bozuk düzeninden bir de doğayı kurtarmaktır. Düzeni zorla bozulmuş toprakları, denizleri, ağaçları kurtarmaktır. Düzeni bozulmuş, doğaya yeniden düzen vermektir.
Dünyanın ortasında çağlara, insanlara, doğaya bir muhalif rüzgarız . Bunun da cezasını çekeceğiz. Hem de çok ağır. Kötülükler bütün ağırlığıyla üstümüze üstümüze yağıp duruyor.