Denizler'den Terzi Fikri'ye Türkiye
Tuncay ÇelenDenizler'den Terzi Fikri'ye Türkiye Sözleri ve Alıntıları
Denizler'den Terzi Fikri'ye Türkiye sözleri ve alıntılarını, Denizler'den Terzi Fikri'ye Türkiye kitap alıntılarını, Denizler'den Terzi Fikri'ye Türkiye en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.''İnsan maalesef unutan bir varlıktır. İnsanın bu zaafı, sistemin gerici eğitim kurumları, feodal aile yapısı ve işbirlikçi medya tekelleri tarafından da beslenir.''
Sayfa 11
Türkiye daha NATO'ya girmeden, Amerikan askerleri Türkiye'ye girmişti bile.
“Dünyanın en büyük üssü" olarak adlandırılan Incirlik Üssü'nün kuruluşuna 1950 yılında başlanıldı.
Basında, “İncirlik Üssü'nde nükleer bombalar bulunduğu ve buraya Türk subaylarının dahi giremedikleri” iddiaları vardı.
ABD’nin kullanımına sunulan yurt toprakları ve ülkeyi tehlikeye atacak faaliyetler sadece Incirlik Üssü ile sınırlı değildi. Gizli yapılan anlaşmalarla Türkiye'de yüzden fazla üssün kullanıma açıldığı söyleniyordu.
Türkiye'nin 5. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay: 1968 yılında şunları söylemiyor muydu?:
“Bugünkü okullarda yetişen gençlere ülke yönetimi teslim edilemez. Biz, laik okullara karşı imam-hatip okulların bir seçenek olarak düşünüyoruz. Devletin kilit mevkilerine yerleştireceğimiz kişileri, bu okullarda yetiştireceğiz.
Ne güzel değil mi? Örtülü harekâtın finansmanını ABD sağlayacak, kuruluş ve örgütlenme ABD doktrinlerine göre ve onların gözetiminde gerçekleşecek, “düşman” emperyalizmin "düşman" tespitine uygun olarak belirlenecek. Halbuki siz bu görevi, "yurdunuzda ordunuzla beraber ve kendi halkınızla birlikte yaptığınızı" iddia edecek ve adına "vatan savunması" diyeceksiniz. Hadi canım sizde!
NATO çeşitli eğitim ve araştırma bursları, toplu geziler ve toplantılarla maddi baskı aracı dışında, kalplere ve kafalara girerek, halkları yönlendirmeye ve denetlemeye çalışmaktadır.
Gerçek tarih, yalnızca geçmişte yaşananları ve onların nedenlerini aktarmakla kalmaz, aynı zamanda gelecek hakkında da birtakım ipuçları sunar; yaşanacaklar hakkında uyarılarda bulunur ve önlem almamızda bize yardımcı olur.
Türkeş ve benzerleri perde gerisindeki asıl güçlerin, egemen sömürücü sınıfların ve ABD emperyalizminin bir maşası olarak, sömürü düzenine karşı gelişen halk muhalefetini bastırmak için kullanılmaktaydılar. Bunalımlı toplumun, en yoz, en lümpen unsurları, kaynağı Pentagon'a kadar uzanan bir faşist terör ve cinayet şebekesi olarak örgütlenmiş; kendilerine “iş düştüğünde” kullanılmak üzere “eğitiliyordu.”
Emperyalistler tarafından örgütlenen kuruluşların görevlisi olarak, onların belirlediği insanlık dışı kurallari uygulayarak, emperyalizme karşı mücadele edenleri, yani yurtlarını savunan yurtseverleri cezaevlerine atacaksınız; işkencelere tabi tutacaksınız; katledeceksiniz; ipe çekeceksiniz. Sonra da emperyalizme karşı ülkenin bağımsızlığı için mücadele edenleri "vatan haini” ilan edeceksiniz; kendiniz de “vatansever” olacaksınız öyle mi?
Sevsinler sizin "vatanseverliğinizi!"
Hiçbiri, Kore'ye gönderilen askerlerin BM ordusunun değil de, ABD ordusunun emrine verilmesine ses bile çıkarmadılar.
Demirel bürokrasiyi ve meclisi; Alparslan Türkeş ise sokağı kontrol edecekti.
Nedense Türkeş'in görevi, hep “bir şeyleri” kontrol etmek, birileri adına “bir şeylere” müdahale etmekti.