En Eski Derin Uykunun Söylevi kitaplarını, en eski Derin Uykunun Söylevi sözleri ve alıntılarını, en eski Derin Uykunun Söylevi yazarlarını, en eski Derin Uykunun Söylevi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Yöntemim basittir benim: Şiire karışmamak. O kendiliğinden gelmelidir. Yalnızca onun adını çağırmak onu kaçırır. Bir masa yapmaya çalışırım ben. Orada yemek yemek, sorular sormak ya da orada ateş yakmak sırası gelir size." der Jean Cocteau ve şairlikten çok başka meslekte yer verir şairliğe: "Bir masa yapıyorum. Daha sonra bu masaya ne olacağı beni ilgilendirmiyor. Ben marangozum. Ruh çağırıcılar gelir, masa üzerine ellerini koyarlar ve onu konuşturmaya çalışırlar. Masa konuşur ya da konuşmaz. Fakat ruh çağıran bir marangoza pek rastlanmaz." 9 şiirden oluşan bu küçük kitapta masa benle konuşmadı (belki çeviriden dolayı) ama her halükarda Jean Cocteau derin bir saygıyı hak ediyor. Mezartaşında yazdığı gibi: "Sizinle kalıyorum."
Bu pis saçlar, bu berbat sinir sistemi, bu Fransa, bu toprak benim değil. Bıktım onlardan. Geceleri düşümde yok ediyorum hepsini: Paketi attım. Hapsetsinler, linç etsinler beni. Adam olan anlar: Hep doğruyu söyleyen yalanım ben.
İnsanlar mitlerin içine gizlenerek gerçeklerden kaçmaya çabalarken, bunu kendi yok oluşları pahasına yapıyorlar. Uyuşturucu, alkol ve dinler. Kendileri olmayı başaramayınca, kendilerini maskeler ardına gizliyorlar...
İnsanlar dinin içine gizlenerek gerçeklerden kaçmaya çabalarken, bunu kendi yok oluşları pahasına yapıyorlar. Mitler ve yalanlar. Kendileri olmayı başaramayınca, kendilerini maskeler ardına gizliyorlar. Yalanlar ve hatalar onlara biraz rahatlama fırsatı veriyor...
Ne de çabuk yukarı düşüyorum. Yazık,
on üzerinden dokuz kere
dipte tek bir adım genişliğinde
bozuk paraları kapan kara dalgıç
yeniden yüzeye çıkıp
yitiyor gözden
yıldızlı bir maden suyu içinde.