Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Devrimin Ayak Sesleri

Vehbi Bardakçı

Devrimin Ayak Sesleri Sözleri ve Alıntıları

Devrimin Ayak Sesleri sözleri ve alıntılarını, Devrimin Ayak Sesleri kitap alıntılarını, Devrimin Ayak Sesleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayat sadece beklen­tiler demek değildi. Bazen hiç hesapta olmayan bir akışa da kapılabilirdi insan.
“Aşkım için hayatımı, hürriyetim için aşkımı feda ederim.”
Reklam
“Bana göre herkes varını yoğunu ortaya koymalı ve yeniden eşit ve adil bir payla­şım yapmalı, ülkede kimse kimseden daha fakir veya daha zengin olmamalı.”
Kara Fatma, milis müfreze komutanı göreviyle ve teğmen rütbesiyle o gün akşam üzeri İstanbul’a doğru yola çıktı.
“Din nasıl elden gider efendi? Din sizin elinizde midir ki elden gitsin? Din sizin kafanızın içinde veya yüreğinizde değil midir? Onu sizin yüreğinizden veya kafanızın içinden kim söküp alabilir?”
Fakat yıllar sonra Osmanlı hayranı bazı gerici grup­lar, “Osmanlı devletini yıktı” diye Mustafa Kemal’e kin besleyecekler, iftira ve iğrenç yalanlarıyla onu gözden düşürmeye çalışacaklardı. Fakat onların bilmedikleri şey şuydu: Mustafa Kemal, sevenlerinin kalbindeydi. Sonsuza kadar da orda kalacaktı... ve kimse onu ordan söküp alamayacaktı.
Reklam
“Benim ülkemde kadınlar yeniden doğuracak ken­dini...”
Gelir sağlayan ne kadar kurum ve kuruluş varsa yaban­cıların elinde. Buna rağmen ülkede hâlâ ‘Osmanlı toru­nu olmakla övünen insanların olması ne tuhaf! Devlet bitme noktasına gelmiş, ama onlar hâlâ ‘Osmanlı toru­nu olmakla övünüyorlar! Bakmak, ama baktığını gör­memek veya bakarkör olmak böyle bir şey olsa gerek!”
Başta büyük devrimci önder Mustafa Kemal olmak üzere, Milli Mücadele’nin bütün yiğitlerine, ölümsüz kahramanlarına ve sıra neferi olarak çarpışan tüm şehit­lere selam olsun. Can parçalarını cephelere gönderen ve yoksul hâlinde varını yoğunu ortaya döken, çorap ören, çarık diken yorgun ve çileli Türk halkına selam olsun.
Reklam
Büyük Taarruz... Bir milletin kanının son damlala­rını, sıka sıka akıttığı son direnişiydi.
Refik Halid Karay:
“Bir patırtı, bir gürültü. Kongreler, genelgeler, beyannameler, telgraflar... Sanki bir şeyler oluyor, bir şeyler olacak... Ayol şuracıkta her işimiz, her kuvvetimiz meydanda. Dört tarafımız açık. Dünya vaziyetimizi biliyor. Hülyanın, blöfün sırası mı? Hangi teşkilat, hangi kuvvet, hangi kahraman? Hülya­nın bu derecesine, uydurmasyonun bu şekline ben de dayanamayacağım. Bari kavuklu gibi ben de sorayım: Kuzum Mustafa, sen deli misin?”
“Halbuki, Türkün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir! O hâlde, ya istiklal ya ölüm!”
Bu kıyıcı dünyadan, okuduğu romanlarla daha İnsanî, daha sıcak, duygusal ve romantik bir ortama geçmek istiyordu. Dünya genelinde ve insanlık tarihi boyunca cephede roman okuyan tek komutan herhalde kendisiydi. Başka bir örneği yoktu. Geceleri derme çat­ma karargâhında gaz lambasının ışığında roman oku­mayı ve gündüzleri düşmanla savaşmayı, tüm dünya ve Türk milleti, Mustafa Kemal’den öğrenecekti; tabii eğer öğrenebilirse...
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.