Bu suçsuz yüzlerce insanı, sırf kağıtta öyle yazmıyor diye acı çekmek zorunda bırakmak, ezmekti korkunç olan. Meslekleri kardeşlerine eziyet etmek olan, bunu yaparken de işlerinin iyi, yararlı olduğuna inanan bu akılsız gardiyanlardı korkunç olan.
Eşyalara karşı sevgisiz davranabilir insan: ağacı kesebilir, çamurdan tuğla yapabilir, acımadan dövebilir demiri, ama arılara karşı dikkatsiz davranamayacağı gibi, insanlara karşı da sevgisiz davranamaz.
Bitkiler de, kuşlar da, böcekler de, çocuklar da neşeliydi. Gel gelelim insanlar, büyük, yetişkin insanlar birbirini kandırmaya, birbirini ezmeye devam ediyorlardı.
“Adın nedir senin?” diye soruyorlar. Bir adım olduğunu sanıyorlar. Oysa yoktur adım. Hepsini attım; ne adım vardır ne yurdum. Ben varım yalnız. Adın nedir? İnsan. “Kaç yaşındasın?” Saymadım. İstesem de sayamazdım zaten. Her zaman vardım, her zaman da var olacağım çünkü.