Bu fark o kadar büyük, kirlenme o kadar kuvvetliydi ki, arınabileceği konusunda ilk anda hayal kırıklığına uğradı. “Daha önce de kendini mükemmelleştirmeye, daha iyi bir insan olmaya çalıştın ama bir şey çıkmadı,” dedi ruhundaki ayartıcının sesi. “Bir daha denesen ne olacak sanki? Hem bir tek sen değilsin ki, herkes böyle, hayat böyle,” dedi aynı ses. Ancak Nehlüdov’un içinde, tek gerçek, tek güçlü ve tek sonsuz şey olan özgür, ruhsal varlık uyanmıştı artık. Ve bu varlığa inanmaması olanaksızdı. Olduğu ile olmak istediği arasındaki fark ne kadar büyük olursa olsun, uyanmış bir ruhsal varlık için olanaksız diye bir şey söz konusu olamazdı.