Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Doğuda Aşk Böyle Yazılır

Fatih Duman

Doğuda Aşk Böyle Yazılır Sözleri ve Alıntıları

Doğuda Aşk Böyle Yazılır sözleri ve alıntılarını, Doğuda Aşk Böyle Yazılır kitap alıntılarını, Doğuda Aşk Böyle Yazılır en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Herkes ayrı lisanlarda konuşsa da bir lisan vardır esasında;lisan-ı insan.Bu da her diyarda her mekanda ve her zamanda aynı lisandır.Sözler dille söylenmez,kelimeler harflerle yazılmaz.Her bir dişini kırar âşık her lafzında bu lisanın.Burada cümleler harflerle örülmez.Bazen akıldır harf ve bazen de candır.Kan kızıl gül yağıyla yoğrulmuş mürekkep..
Vaktiyle bir sultan Mecnun'un halini duymuş ve o zavalliya acımişti. Elinden ne gelir de ona nasil bir iyilik eder diye günler ve hatta gecelerce düşündü. Etrafindaki ålimlere sordu, devrilere sordu. En sonunda dedi ki "Bana bu Kays'i Mecnun eden Leyla'y getirin. Getirin ki onları ben erdireyim vuslata. Leyla'yi Mec nun'un diyarına götüreyim de bu aşk yolunun kutlu eri gayr kurtulsun çilesinden." Askerleri onun dediğini yaptilar. Zira hükümdar hükmünde güçlüydü. İstediğinin karşısında kimse duramazdı. Leyla'ys da alsp cólü mesken eden, vahsi hayvanlarla yoldagik eden Mecnun'un yanına gittiler. O garip, çölün ortasında kumlar icinde oturmus etrafindaki vahşilerle hallesiyordu. Sultan saki liktan ne yapacağinı bilemedi. Neden sonra Leyla atildı Mecnun'dan tarafa. Onun geldiğini gören vahşiler bir bir ayrıldı Mecnun'un yanından. Leyla aşkin heyecaniyla pervane gibi seğirtiyor, Mecnun ise bir mum gibi sa kin, öylece duruyordu. Leyla iyice yanaşınca yanına, Mecnun onun yüzüne bakti. Ne bir kelam ediyordu, ne de bir tebessüm. Leyla dedi ki; "Ne o a aşık? Iste vuslat geldi, murad bizim de hanemize girdi. Kavuşmak vaktidir simdi Mecnun dedi ki; "Sen Leyla misin? Sen o musun? Benim gözle rimden silindi senin suretin. Aşkin beni o denli vaktı ki, kavurdu büryan eyledi. Seni dahi içimden silip yok eyledi. Ben dahi yokum artik. Içimde bir aşk kaldi. Sadece aşk."
Sayfa 202Kitabı okudu
Reklam
"Ve işte aslında ne vardıysa bir hiçten ibaretti. Bu dünya pazarında hiç alınıp hiç satılır. Güzele meftunluk ayineye vuran akis gibidir ki ışık sönünce kaybolur. Buralarda aradığın hiçtir ve bulacağın da bir hiç."
Sayfa 144Kitabı okudu
Ayn, Şın, Kaf..
Ben bir düş gördüm bu gece. Kulağıma birkaç harf fısıldadı, lisanı lisanıma benzemeyen dudaklar. İlkin anlamadım, anlayamadım harflerin manasını. Gözlerim mavi ile kızıl arası renklere boğuldu. Renkler bir bir silinirken gözümden, bir adam gördüm kızıllıklar arasında. “Sen” dedim, “Sen şairsin.” Ya dudağındaki sözler neden bu kadar kayıp? Bu harfler de ne? “Anlamıyorum.” Gözlerini gözlerime çevirdi. “Okuma, dinle” dedi. Dinlemek için susmak gerekmiş. Sadece sustum. Ah yazabilseydim duyduklarımı! Ah işittiklerimi anlatabilseydim. Hatırımda üç ses kaldı sadece. Üç kayıp harf… Şairler rüyaya yattı o gece. Her birine bir harf nasib oldu. Birine susmak düştü, birine vuslat ve dahi birine yanmak düştü bu rüyadan. “Aşk” diyesi geldi şairlerin. Ama diyemediler. Her biri bir harf yazdı avuçlarımın içine. Rengi kızıldan maviye çalan mürekkeplerle üç harf yazdılar gözbebeklerimin içine… Üç harf işittim o gece. Üç harf; ayn, şın, kaf…
"Eğer padişahın kendi eliyle verdiği taş ile İnci arasında fark gözetiyorsan sen bu yolun eri değilsin."
Gece
"İstanbul da makyajlanmış” dedim içinden. Diğer her şehir gibi bu şehir de üzerini kapatmış güzelliklerinin. Ellerini toprağın altına gömmüş. Dudaklarında kara toprak lekeleri. Ayağına sanki zincirler bağlanmış. Gözlerini türlü bezlerle kapatmış insanlar onun. Doğunun incisi bu şehrin üstünde tek ağaç bitmeyeli ne kadar çok olmuş Allah bilir. İnsanlar farkında değil ama İstanbul derinden bir "âh” ediyor gibi geldi bana. Sızlıyor sanki şehir. Sanki canı yanıyor da ses etmiyor gibi. Etrafımdaki yüzlere baktım; hepsi donuk ve habersiz ve hatta sağır. Duymuyorlar İstanbul'u. Bu İstanbul o benim hayalimdeki mi? Bu İstanbul, o İstanbul mu? Sessizce haykırdım içimden: "Benim İstanbul'um bu değil.”
Sayfa 20
Reklam
Meğer aşk sadece Bir'e imiş.., Bir dilbere düşse de gön lün, aşk yalnız O'nun sıfatıymış. Önce kadını, sonra aşkı benzetmiş kendine. Aşk, aşka âşık olmuş, Aşk meğer bir güzel yanağında akseden ilahi bir nurmuş. Ne maşuk başka biri ne áşık ne de aşk. Meğer hepsi aynı, hepsi birmiş. Bir gizli hazineymiş bu aşk ki her aşık aynı hazine yi aramış, her maşuk aynı aşka muhatap. Aşk bir kızıl kuyu, aşk bir gonca gül. Aşk nazenin bir güzelin yanağında kara ben, bir elif aşk; tek bir çizgi. İsmi elifle başlayan ve "he" ile biten aşk.
Cennet için men eden âşıkları didârdan, Bilmemiş ki cenneti âşıkların didâr olur.
Sayfa 58 - NesilKitabı okudu
Şâir Ahmed Paşa
Nâlişlerini dert ile bîçare bülbülün Bâd-ı sabâ eliyle gülistâna yazmışım
Sayfa 63 - Nesil Yayınları
1.000 öğeden 811 ile 820 arasındakiler gösteriliyor.