Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Doktor Faustus

Thomas Mann

En Eski Doktor Faustus Gönderileri

En Eski Doktor Faustus kitaplarını, en eski Doktor Faustus sözleri ve alıntılarını, en eski Doktor Faustus yazarlarını, en eski Doktor Faustus yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Günümüzde yaşananlara dayanarak hiç çekinmeden şunu söyleyeceğim. Aydınlanma dostları için "halk" kelimesi ve kavramı, her zaman arkaik ve ürkütücü bir anlam taşır; kalabalıkları gerici kötülüklere yönlendirmek için onlara "halk" diye hitap etmenin yeterli olacağı bilinir. Gözlerimizin önünde, ya da tam olarak gözümüzün önünde olmasa bile, Tanrı adına, insanlık adına, adalet adına olamayacak nice şey hep halk adına, olup bitmiştir! (Gerçek olan şudur ki, halk, her zaman "halk" olarak kalır. En azından varlığının belli bir katmanında; arkaik olanında.)
Sayfa 57 - ~ Can YayınlarıKitabı okudu
Bir başka sefer, "Bir kültür çağı olarak, çağımızda kültürden biraz fazla söz ediliyor gibi geliyor bana," diye bir ifade kullandı. "Sence de öyle değil mi? Kültür sahibi olunan diğer çağlarda bu kelimeyi kullanıyorlar mıydı, ağızlarına alıyorlar mıydı, bilmek isterdim. Bu adı verdiğimiz kavramın en önemli ölçütü, naiflik, ayırdında olmamak, kendiliğindenmiş gibi görünmek olmalı. Bizim eksiğimiz işte bu naiflik; onun eksikliği, denebilir ki bizi kültürle, hem de seçkin kültürle hem de tümüyle bağdaşabilecek, çok renkli bir barbarlıktan uzaklaştırıyor. Demek istediğim şu ki, bulunduğumuz aşama, uygarlık aşaması, kuşkusuz, övgüye değer bir durum. Ancak yeniden kültür sahibi olabilmemiz için, çok daha barbar olmamız gerektiği de şüphe götürmez. Teknoloji ile konfordan söz açarak kültürden bahsetmiş oluyoruz. Ama ona sahip değiliz.
Reklam
Derslerine bir avuç entelektüel, biraz da devrimci ruhlu on-on iki kadar genç katılırdı. Neden daha çok olmadığına şaşıyordum; çünkü Schleppfuss'un anlattıkları, daha geniş ölçüde merak uyandırabilecek çekicilikteydi. Bu vesileyle, cazip olabilecek şeylerin bile zeka içerdiklerinde popülerliklerini yitirdikleri örneklenmiş oluyordu.
Sayfa 148 - Can YayınlarıKitabı okudu
Schleppfuss'un derslerinde de geniş yer verildiği üzere, teoloji alanının tümünde, dünyada kötünün kutsal ve iyi olanla diyalektik ilişkisine, Tanrı'nın varlığını savunmak açısından, dünyada kötünün var olması fikrine, doğal olarak büyük önem atfediliyordu. Kötülük, evrenin mükemmelliğine katkıda bulunuyordu. O olmasa evren mükemmel olamazdı; o
Sayfa 154 - Can YayınlarıKitabı okudu
Schleppfuss'un dikte ettirdiklerine, yarattıklarının sefaleti göz önünde tutulursa, Tanrı'nın varlığının ispatının, onun kötülükten iyiliği oldurma yeteneğine dayandığını ekledik. Bu özelliğin Tanrı adına, mutlaka, bir şekilde harekete geçirilmesi gerekiyordu; eğer Tanrı, yarattıklarını günaha karşı yenilmez kılsaydı, iyilik kendini gösteremezdi. Bu durumda, evrene armağan edilen iyilik, Tanrı'nın, kötülükten, günahtan, acılardan, zaaflardan yarattığı bir iyilikti. O zaman da meleklerin övgü ilahileri için ortada fazla neden kalmıyordu. Tabii burada, tarihin sürekli gösterdiği üzere tam tersine iyilikten kötülük de doğabiliyordu. Öyle ki Tanrı bunu engellemek üzere dünyanın oluşmasına bile izin vermemek zorunda kalabilirdi. Bu da onun yaratıcı varlığına ters düşerdi. Bu yüzden de Tanrı, dünyayı olduğu gibi, kötülüklerle dolu olarak yaratmış, yani onu kısmen bazı şeytani etkilere teslim etmek durumunda kalmıştı.
Sayfa 155 - Can YayınlarıKitabı okudu
Özgürlük belki bir süreliğine kendisinden bekleneni verir. Ama özgürlük, öznelliğin bir başka adıdır. Gün gelir, kendi kendini taşıyamaz hale düşer; zamanı gelir, kendi başına yaratıcı olabileceğinden kuşku duyar, korunmayı ve güvencesini nesnellikte aramaya başlar. Özgürlüğün her zaman diyalektik bir değişim gösterme eğilimi vardır. Gün gelir bir anda kendini bağlılık içinde bulur, kanuna, kurala, baskılara boyun eğerek gerçekleşir, sistemin içinde varlığını bulur; ama bu onun özgürlük olmaktan çıktığı anlamına gelmez.
Sayfa 278 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Kendilerini de, başkalarını da ilginç şeyler sıkıcı olmaya başladığı için, sıkıcı şeylerin ilginç olduğuna ikna etmeye çalışıyorlar..."
Sayfa 351 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
"...Beni görüyorsun, o halde senin için ben varım. Gerçekten var olduğumu sorgulamaya mahal var mı? Kendini hissettiren, algılanan şeyler gerçek değil midir, gerçeklik yaşanan ve hissedilen şeyler değil midir? Seni yücelten, senin hislerinin gücünü ve egemenliğini artıran değil midir; lanet olsun, bu da, hakikattir. - Erdem açısından bakılınca isterse bu on kere yalan olsun. Gücünü artıran bir nitelik gerçek dışı olsa da, yararsız olan erdemli bir gerçeklikten evladır kanımca. Ve ben derim ki, yaratıcı deha bağışlayan bir hastalık, şahlandırıp engelleri aşmanı sağlıyorsa, yürekli bir coşkuyla kendinden geçirip doruklardan doruklara uçuruyorsa, ayağa dolaşan bir sağlıktan bir kere daha evladır..."
Sayfa 357 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
827 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.