Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çılgın Bir Hayatın, Çılgın Yolcusu

Doludizgin Bir Denizci: Jack London

Irving Stone

Doludizgin Bir Denizci: Jack London Sözleri ve Alıntıları

Doludizgin Bir Denizci: Jack London sözleri ve alıntılarını, Doludizgin Bir Denizci: Jack London kitap alıntılarını, Doludizgin Bir Denizci: Jack London en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan boğaz tokluğuna çalışmak zorunda kaldı mı, eğlenceye, okumaya, düşünmeye, kısacası yaşamaya veda etmek şarttı. Beden işçiliği insanı makine haline sokuyordu. Yarım yamalak karnını doyurduktan sonra, ertesi güne güç kazanmak için yatıp uyumak... Jack London, bu tüketici ve budalaca çalışmadan nasıl ve ne zaman kurtulacağını bilemez olmuştu.
Gerçeği gizleyip, saklıyorsanız; ya da herkesin içinde bütün açıklığıyla ortaya koyamıyorsanız, gerçeğin ne olduğunu bilmiyorsunuz demektir.
Sayfa 4 - Jack LondonKitabı okudu
Reklam
Kişi, herşeyden ama herşeyden önce mert olmalıydı. Hakarete başeğmek mi.. Çevrede uyanacak yüksek duygular vizgelir bana.. Bu beni tiksindirir. Cesaretten yoksun olmak, küçümsenecek bir şeydi onun gözünde. «Kin beslemek hiç bir şeye yaramaz. Size saldıran olursa dövüşün onunla, ama öc almaksızın. Hesabını görün, sonra unutun olanları..» Arkadaşlarıyla iyi geçinen Jack London sevdiğine canını verirdi. Kusurlarını görmez, hatalarını affederdi. «Arkadaşlarımın zayıf yanları olabilir, bu yüzden onları daha az sevecek değilim..>
Sayfa 144Kitabı okudu
Yepyeni bir güçle yeniden kitaplara sarılan Jack, savaş, uluslararası ticaret, hükümetlerin çözülmesi üzerine notlar çıkardı; rekabete açık sanayide sömürü, grev, boykot, kadınların oy hakkı konularını ele aldı. Kriminolojiyi, çağdaş tıb-bi, bilimdeki gelişimi inceleyerek edindiği bilgileri fişler halinde dosyalara yığdı. Her gün en azından on altı saat çalışıyor, sağlığı izin verdiği oranda çalışma süresini on dokuz saate kadar çıkarıyordu. Hafta içinde bir gün paydos yaptığı bile yoktu. Azmin değil ama, çalışmanın elinden bir şey kurtulmazdı..
Sayfa 138Kitabı okudu
Dostlarımı,zayıf yanları ya da kusurları var diye daha mı az seveceğim?
Sayfa 375 - e YayınlarıKitabı okudu
Okudukça, o güne kadar raslantılara ve gelgeç tutkulara yer veren düzensiz bir dünyaya kapılmış olduğunu, kendini yönetecek bir ilkeye bağlanmadan gelişigüzel düşünmüş olduğunu farkediyordu. Her şeyi birim haline sokarak evreni somut bir düşünüş tarzıyla ele alıp, gözle görülür ve elle tutulur hale getiren bir bilgi... Bundan böyle raslantılara yer yoktu, her şey kesin kanunlara uymak zorundaydı. Jack London bunu öğrendiğinde öylesine heyecanlandı ki, Henderson Creek'de altın bulduğunu sandığı günkü sevinci devede kulak kaldı... Çünkü, gerçeğin tek olduğunu, saf altının taş çatlasa mika olamayacağını öğrenmişti artık.
Reklam
right decision
Kürek mahkûmu gibi ölesiye çalışmak Jack London'u beden işçiliğinden soğutmuştu. Anlaşılan, insan ya köleler gibi çalışacak ya da işi serseriliğe vuracaktı.. İkisinin ortası yok muydu bunun? Genç, gücü kuvveti yerinde biri, insan gibi yaşamak, hayatın tadını çıkarmak isterdi. Serüven tutkusu yeniden yüreğini sarmaya başlamıştı. Taptaze bedenini başkalarının bencilliğine kurban etmektense gününü gün etmeye karar verdi.
Gece vardiyası tamamlanınca, gemiciler horul horul uyurken, Jack London'un ikinci yaşantısı başlardı. Korsanlık zamanındaki okuma aşkını sürdüren Jack, elindeki kitabı pruva direğine dayar, bir elinde mum, öbür eliyle sayfaları çevirerek bütün gece okurdu. Melville ve Jocobs'un deniz hikâyeleri, Anna Karenina ve Madame Bovari, Jack London'un mum ışıginda okuduğu kitaplardır.
ruhsal çelişki
Aşırı bir kendine güven duygusunun yanı sıra beliren, aşağılık duygusuyla karışık bir utanç.
Melville ve Jacobs’un Deniz hikayeleri,Anna Karenina ve Madame Bovari,Jack London’un mum ışığında okuduğu kitaplardır.
Sayfa 59 - e YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kitaba olanca gücüyle saldırır, güçlüğü yendiğine inanana kadar bırakmazdı elinden. Okuduklarını içine sindirir, öğrendikleriyle beslenirdi.
Sayfa 123Kitabı okudu
London’un bütün kitapları içinde en büyük ilgiyi görmesi gereken Martin Eden yayınlandığında hemen hemen bütün basın suspus kesildi.Bir şeyler yazmaya kalkışanlarda,eseri kötülediler.
Sayfa 321 - e YayınlarıKitabı okudu
Bulduğu ufak tefek işler Jack London'un ne zamanını dolduruyor, ne de karnını doyuruyordu. San Francisco'da yayınlanan Examiner gazetesinin pazar ekinde basılan hikayelerin bin kelimesine on dolar ödendiğini öğrenen Jack, kafasının içinde biçimlenmiş olan sürüyle hikâyeyi kâğıda dökmenin zamanı geldiğini anladı. Küçücük odasına sığdırdığı kaba saba tahta masanın başına oturup, Yukon ırmağını inerken başından geçenleri bin kelimeye sığdırmaya çalıştı. Ve hemen öğleden sonra, yazdığı hikayeyi Examiner'in yazı işlerine postaladı. Jack London hikâyesini gönderirken, yazarlık mesleğine başladığının farkında değildi. O sıra kafasını kurcalayan şey posta dağıtıcılığına atanana kadar, ev sahibinin eline tutuşturmak üzere bir on dolar kazanmaktı. Yazarllığa atılmak için bir kaç yüz dolar biriktirmek, böylece arkasında açlık çeken kimse bırakmamak niyetindeydi. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Ve Jack London yazmanın bir kere tadını alınca, bir daha birakamadı.
Benim hikayelerim zalimse,hayatın kendi de zalim demektir.
Sayfa 392 - e YayınlarıKitabı okudu
Bir şey neden sevilir,açıklamak zordur bunu.
Sayfa 327 - e YayınlarıKitabı okudu
96 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.