En Eski Dünya Dinleri ve İktidar Sözleri ve Alıntıları
En Eski Dünya Dinleri ve İktidar sözleri ve alıntılarını, en eski Dünya Dinleri ve İktidar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Shakespeare'in zamanında, bundan sadece bir kaç yüzyıl önce, deliliğin cin çarpmasından ve depremlerin ya da veba salgınlarının tanrının gazabından olduğu sanılıyordu.Luther "kafirler kuyruklu yıldızın doğal nedenlerden kaynaklanabileceğini, Tanrı'nın onu yaratmadığını, bir felaketin habercisi olmadığını yazıyorlar" diye veryansın ediyordu. Fakat ne zaman ki bilim kuyruklu yıldızların hareketlerini tahmin edebilir, veba salgınlarını önleyebilir, depremlere karşı uyarabilir hale geldi, bu tür olaylar artık tanrının iradesine yorulmaz oldu.
Hükümetleri dünya dışı akıllı yaşam formları arayışıyla uzaya radyo sinyalleri göndermeye iten de, ilkel dünya koşullarını simüle eden deneylerden elde edilen, evrendeki az fakat kayda değer sayıdaki cisimde yaşam için elverişli koşullar olduğuna yönelik astronomik gözlemlerdir.
Kiliseler "Haklı savaş" doktrinine dayanarak, elbette, kitlesel kıyımlara her zaman göz yumdular. Tesadüfe bakın ki, her kilise, kendi devleti tarafından yapılan savaşları haklı görüyordu.
Dağdaki vaaz, gerçekte, Roma İmparatorluğu'nda ezilenlerin kendi kaderleriyle barışmasını sağlayan bir doktrindi. Sürekli aşağılanlara, kaderine boyun eğmenin yüceliğini vaaz ediyordu.
Yahudileri tüm insanlığa üstün kılan bu özel misyon fikri, sürgün yıllarında gelişmişti. Bu umutsuz yıllar, aynı zamanda, tanrının yahudileri tek bir krallık altında birleştirecek mesih'i göndereceği inancının da oluştuğu yıllardı. Yahudiler sürgün koşullarını bu yolla telafi etmeye çalışmışlardı.
Yeni Ahit'in tanrısı yeni ve daha büyük bir dehşeti takdim eder:ölüm sonrası ebedi azap ,İsa'ya göre ''insanoğlu meleklerini gönderecek ,onlarda insanları günaha düşüren her şeyi,kötülük yapan herkesi O'nun egemenliğinden toplayıp kızgın fırına atacaklar .orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır''(matta 13: 41-42)
Doğanın işleyişine dönük fazla cesur bir sorgulamanın tehlikeli olduğu düşüncesi, Hristiyan fikriyatının bir parçası haline geldi. Ortaçağ'da örneğin doktorlara, özellikle de İslam dünyasının ünlü filozof ve tıp otoriteleri İbn Sina ve İbn Rüşd' ün takipçileriyseler, şüphe ile bakıldı. Tıp henüz ilkel bir aşamada olmasına rağmen, hastalıkları İncil'de olduğu gibi cin çarpması ve tanrının cezası olarak görmemesi onu başlı başına tehlikeli kılıyordu. "Nerede üç doktor varsa, orada iki ateist vardır" İngiliz skokastik düşünürü John of Salisburyli John, tıpçıları "doğaya çok fazla şey atfettikleri ve Doğanın yaratıcısını bir kenara attıkları" için lanetliyordu
Katolik İngiliz kraliçesi "Kanlı Mary'nin 16.yy.da söylediği gibi," Eğer sapkınların ruhları cehennemde ebediyen yanacaksa, benim onları yeryüzünde yakarak İlahi gazabı taklit etmemden daha münasip bir şey olamaz"