Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Edebiyat Yazıları

Theodor W. Adorno

Edebiyat Yazıları Gönderileri

Edebiyat Yazıları kitaplarını, Edebiyat Yazıları sözleri ve alıntılarını, Edebiyat Yazıları yazarlarını, Edebiyat Yazıları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dünyanın "ardı" görülecekse eğer, artık onun "yüzüne" bakmak olmaz.
Düşünce ulaştığı hiç bir uğrakta huzur bulamaz: Kendine ve düşündüğü şeye (nesneye) sadık kalmak istiyorsa eğer, vardığı senetleri sürekli yadsımak, kendi iç çelişkilerini kurcalamak ve bu çelişkileri işleyişinden güç almak zorundadır.
Reklam
. Günümüzde güzelliğin, bir eserin çelişkileri çözdüğü derinlik dışında başka bir ölçüsü olamaz. Bir eser çelişkileri ortadan kaldırmalı ve onları örtbas ederek değil, onların peşinden giderek üstesinden gelmeli. . . .
"Eleştirel ruh kendinden memnun tefekkürle sınırlı kaldığı sürece, geçmişte tinin ilerleyişini kendi unsurlarından biri olarak varsaymış olan ve onu artık tümüyle yutmaya hazırlanan mutlak şeyleşme karşısında çaresizdir."
Sayfa 179 - Metis Yayınları, Çevirenler: Sabir Yücesoy - Orhan Koçak, Dördüncü Basım: Ekim 2015Kitabı okudu
‘’Dünya bir açıkhava hapisanesine dönüştükçe her şey o kadar bir ve aynı olmuştur ki, neyin neye bağımlı olduğunu bilmenin artık pek önemi yoktur. Her türlü olgu mevcut olanın mutlak hâkimiyetini ifade eden işaretler gibi dikiliyor karşımızda. Sözcüğün gerçek anlamıyla ideolojiler kalmadı, sadece dünyayı kopyalayarak bize satmaya çalışan reklamlar, inanılmayı beklemeyip sessiz kalmayı buyuran kışkırtıcı yalan var.’’
Sayfa 178 - Metis Yayınları, Çevirenler: Sabir Yücesoy - Orhan Koçak, Dördüncü Basım: Ekim 2015Kitabı okudu
‘’Kültür ancak, yozlaşıp kendi karşıtına dönüşmüş olan bir pratikten, yani durmadan hep aynı şeylerin üretilmesi pratiğinden, kendisi de manipülasyoncuya hizmet eden tüketiciye hizmet vermekten uzaklaştığı oranda ve dolayısıyla insandan uzaklaştığı oranda insana sadık kalabilir.’’
Sayfa 168 - Metis Yayınları, Çevirenler: Sabir Yücesoy - Orhan Koçak, Dördüncü Basım: Ekim 2015Kitabı okudu
Reklam
''Çağdaş sanatta şenlik ile ciddiyet, trajedi ile güldürü, hatta neredeyse yaşam ile ölüm alternatifinin giderek yok olduğu görülüyor. Sanat böylece tüm geçmişini yadsımış olmaktadır. Nedeni belli: Alışılmış seçenek var kalmanın mutluluğu ile bu var kalışın ortamını oluşturan felaket arasında bölünmüş bir durumun ifadesidir. Dünya tümüyle büyübozumuna uğramış olduğu için de, şenlik ve ciddiyetin ötesindeki sanat, barışma kadar dehşetin de şifresi olabilir. Bu tür sanat hem varoluşun her tarafı kaplayan açık veya örtük reklamlarından duyulan tiksinmeye hem de acıyı fazlasıyla yücelterek yine onun değişemezliğini savunmuş olan aşırı coşkunluğa karşı dirence tekabül eder. Yakın geçmiş karşısında sanatın şen olması ne kadar imkansızsa, tümüyle ciddi olması da o kadar imkansızdır.''
Sayfa 157 - Metis Yayınları, Çevirenler: Sabir Yücesoy - Orhan Koçak, Dördüncü Basım: Ekim 2015Kitabı okudu
"(...)Beckett'in oyunları karşısında trajedi kategorisi gülüşe teslim olur; ve düzeni kabullenen her türlü mizaha kapalıdır bu oyunlar. Artık ne ciddiyet ve neşe alternatifine ne de trajikomik karışıma izin veren bir bilinç durumuna tanıklık ederler.Trajik olması gereken özelliğin iddiaları açıkça boş olduğu için, trajedi dağılıp gider. Gülüşün yerini gözyaşı dökmeyen kurumuş bir ağlayış alır. Yakınma boş, oyuk gözlerin tuttuğu yasa dönüşmüştür. Mizah kurtarılmıştır Beckett'in oyunlarında, çünkü bunlar hem gülüşün saçmalığına gülmeyi hem de umutsuzluğa gülmeyi aşılar seyirciye. Bu süreç de sanatsal indirgeme sürecine bağlanır: geriye kalmış asgari varoluş olarak bir var kalma asgarisine yöneliş. Bu asgari, tarihsel felaketi -belki de ondan sağ çıkabilmek için- bir indirimle sunmaktadır. "
Sayfa 157 - Metis Yayınları, Çevirenler: Sabir Yücesoy - Orhan Koçak, Dördüncü Basım: Ekim 2015Kitabı okudu
"(...) giderek mizahın polemik biçimi de sorgulanabilir hale geldi. Artık anlaşılabileceğinden emin olamaz ve bütün sanat biçimleri içinde bir boşlukta tek başına sürüp gitmeye en az elverişli olanı polemiktir. Birkaç yıl önce faşizmin, kurbanlarına karşı ağır bir saygısızlık etmiş olmadan, komik bir şekilde ya da parodi halinde sergilenip sergilenemeyeceği tartışılmıştı. Faşizmin budalalığı, ikinci sınıf komedyenliği ve bayağılığı apaçıktır, Hitler ve yandaşları ile sansasyon basını ve jurnalciler arasındaki gönüllü akrabalık da öyle. Gülünebilecek bir şey değildir. Kanlı gerçeklik bir tin değildi, tinin alaya alabileceği bir kötü tin de (Ungeist) değildi."
Sayfa 155 - Metis Yayınları, Çevirenler: Sabir Yücesoy - Orhan Koçak, Dördüncü Basım: Ekim 2015Kitabı okudu
Dünya bir açıkhava hapisanesine dönüştükçe her şey o kadar bir ve aynı olmuştur ki, neyin neye bağımlı olduğunu bilmenin artık pek önemi yoktur. Her türlü olgu mevcut olanın mutlak hâkimiyetini ifade eden işaretler gibi dikiliyor karşımızda. Sözcüğün gerçek anlamıyla ideolojiler kalmadı, sadece dünyayı kopyalayarak bize satmaya çalışan reklamlar, inanılmayı beklemeyip sessiz kalmayı buyuran kışkırtıcı yalan var.
240 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.