Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Edebiyat Yazıları

Theodor W. Adorno

Edebiyat Yazıları Sözleri ve Alıntıları

Edebiyat Yazıları sözleri ve alıntılarını, Edebiyat Yazıları kitap alıntılarını, Edebiyat Yazıları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
‘’Dünya bir açıkhava hapisanesine dönüştükçe her şey o kadar bir ve aynı olmuştur ki, neyin neye bağımlı olduğunu bilmenin artık pek önemi yoktur. Her türlü olgu mevcut olanın mutlak hâkimiyetini ifade eden işaretler gibi dikiliyor karşımızda. Sözcüğün gerçek anlamıyla ideolojiler kalmadı, sadece dünyayı kopyalayarak bize satmaya çalışan reklamlar, inanılmayı beklemeyip sessiz kalmayı buyuran kışkırtıcı yalan var.’’
Sayfa 178 - Metis Yayınları, Çevirenler: Sabir Yücesoy - Orhan Koçak, Dördüncü Basım: Ekim 2015Kitabı okudu
"(...)Beckett'in oyunları karşısında trajedi kategorisi gülüşe teslim olur; ve düzeni kabullenen her türlü mizaha kapalıdır bu oyunlar. Artık ne ciddiyet ve neşe alternatifine ne de trajikomik karışıma izin veren bir bilinç durumuna tanıklık ederler.Trajik olması gereken özelliğin iddiaları açıkça boş olduğu için, trajedi dağılıp gider. Gülüşün yerini gözyaşı dökmeyen kurumuş bir ağlayış alır. Yakınma boş, oyuk gözlerin tuttuğu yasa dönüşmüştür. Mizah kurtarılmıştır Beckett'in oyunlarında, çünkü bunlar hem gülüşün saçmalığına gülmeyi hem de umutsuzluğa gülmeyi aşılar seyirciye. Bu süreç de sanatsal indirgeme sürecine bağlanır: geriye kalmış asgari varoluş olarak bir var kalma asgarisine yöneliş. Bu asgari, tarihsel felaketi -belki de ondan sağ çıkabilmek için- bir indirimle sunmaktadır. "
Sayfa 157 - Metis Yayınları, Çevirenler: Sabir Yücesoy - Orhan Koçak, Dördüncü Basım: Ekim 2015Kitabı okudu
Reklam
"Mutluluktan başka bir şeyin peşinde olmayan toplumun kaçınılmaz olarak varacağı yer 'deliliktir', makineleşmiş hayvanlaşmadır."
Sayfa 99 - Metis Yayınları, Çevirenler: Sabir Yücesoy - Orhan Koçak, Dördüncü Basım: Ekim 2015Kitabı okudu
“Bütün alanlarda gerçekten kuvvetli olan insan, hiç kimseye bir şeyin armağan edilmediğini, her şeyi yapmak ve bedelini ödemek gerektiğini en iyi kavrayan ve engellerle karşılaşmadığında huzursuz olup onları bizzat icat eden kişidir.”
"(...) giderek mizahın polemik biçimi de sorgulanabilir hale geldi. Artık anlaşılabileceğinden emin olamaz ve bütün sanat biçimleri içinde bir boşlukta tek başına sürüp gitmeye en az elverişli olanı polemiktir. Birkaç yıl önce faşizmin, kurbanlarına karşı ağır bir saygısızlık etmiş olmadan, komik bir şekilde ya da parodi halinde sergilenip sergilenemeyeceği tartışılmıştı. Faşizmin budalalığı, ikinci sınıf komedyenliği ve bayağılığı apaçıktır, Hitler ve yandaşları ile sansasyon basını ve jurnalciler arasındaki gönüllü akrabalık da öyle. Gülünebilecek bir şey değildir. Kanlı gerçeklik bir tin değildi, tinin alaya alabileceği bir kötü tin de (Ungeist) değildi."
Sayfa 155 - Metis Yayınları, Çevirenler: Sabir Yücesoy - Orhan Koçak, Dördüncü Basım: Ekim 2015Kitabı okudu
''Çağdaş sanatta şenlik ile ciddiyet, trajedi ile güldürü, hatta neredeyse yaşam ile ölüm alternatifinin giderek yok olduğu görülüyor. Sanat böylece tüm geçmişini yadsımış olmaktadır. Nedeni belli: Alışılmış seçenek var kalmanın mutluluğu ile bu var kalışın ortamını oluşturan felaket arasında bölünmüş bir durumun ifadesidir. Dünya tümüyle büyübozumuna uğramış olduğu için de, şenlik ve ciddiyetin ötesindeki sanat, barışma kadar dehşetin de şifresi olabilir. Bu tür sanat hem varoluşun her tarafı kaplayan açık veya örtük reklamlarından duyulan tiksinmeye hem de acıyı fazlasıyla yücelterek yine onun değişemezliğini savunmuş olan aşırı coşkunluğa karşı dirence tekabül eder. Yakın geçmiş karşısında sanatın şen olması ne kadar imkansızsa, tümüyle ciddi olması da o kadar imkansızdır.''
Sayfa 157 - Metis Yayınları, Çevirenler: Sabir Yücesoy - Orhan Koçak, Dördüncü Basım: Ekim 2015Kitabı okudu
Reklam
"(...) yoğunlaşmış ânın sürekli mevcudiyetini hissetmeyen insan, metruk bir insandır: Boşlukta bir alan gibidir."
Sayfa 142 - Metis Yayınları, Çevirenler: Sabir Yücesoy - Orhan Koçak, Dördüncü Basım: Ekim 2015 (Valéry)Kitabı okudu
"Eğer sanat, ne kadar dolayımlı olursa olsun, insanlar için bir haz kaynağı olmasaydı, karşı çıktığı ve direndiği çıplak varoluş içinde ayakta kalamazdı. Bu sanata dışsal bir şey değil, onun tanımsal bir parçasıdır. Kant'ın "amaçsız amaçsallık" şeklindeki formülasyonu -her ne kadar topluma değinmese de- bunu ima eder. Sanatın amaçsızlığı, var kalmanın zorlayıcılıklarından kaçabilmiş olmasında yatar. Özgür olamayışın ortasında özgürlük benzeri bir şeyi dile getirir sanat. Sırf varoluşuyla egemen kötü büyünün ötesine geçiyor olması, onu bir mutluluk vaadinin müttefiki yapar. Kendisinin de umutsuzluğu ifade etmekle bir bakıma dile getirdiği bir vaattir bu. Beckett'in oyunlarında bile perde, tıpkı Noel hediyelerini gizleyen bir örtü gibi kalkar."
Sayfa 151 - Metis Yayınları, Çevirenler: Sabir Yücesoy - Orhan Koçak, Dördüncü Basım: Ekim 2015Kitabı okudu
"Eleştirel ruh kendinden memnun tefekkürle sınırlı kaldığı sürece, geçmişte tinin ilerleyişini kendi unsurlarından biri olarak varsaymış olan ve onu artık tümüyle yutmaya hazırlanan mutlak şeyleşme karşısında çaresizdir."
Sayfa 179 - Metis Yayınları, Çevirenler: Sabir Yücesoy - Orhan Koçak, Dördüncü Basım: Ekim 2015Kitabı okudu
"(...) bir sanat yapıtının tözünün tam da yazarın niyetinin bittiği yerde başladığına inanırım ben; niyet, tözde sönümlenmiştir."
Sayfa 71 - Metis Yayınları, Çevirenler: Sabir Yücesoy - Orhan Koçak, Dördüncü Basım: Ekim 2015Kitabı okudu
Reklam
"Düşünce ulaştığı hiçbir uğrakta huzur bulamaz: kendine ve düşündüğü şeye ("nesneye") sadık kalmak istiyorsa eğer, vardığı sentezleri sürekli yadsımak, kendi iç çelişkilerini kurcalamak ve bu çelişkilerin işleyişinden güç almak zorundadır."
Sayfa 9 - Metis Yayınları, Çevirenler: Sabir Yücesoy - Orhan Koçak, Dördüncü Basım: Ekim 2015Kitabı okudu
"Psikolojik romanın nesnelerinin de avucunun içinden çekilip alındığını görüyoruz bugün: Gazetecilerin durmaksızın Dostoyevski'nin psikolojik başarılarıyla kendinden geçtiği bir dönemde, bu buluşların bilim ve özellikle Freud'un psikanalizi tarafından çoktan aşılmış olduğu, isabetli bir gözlemdir. Üstelik böyle boş övgüler Dostoyevski'yi anlamaya da yaramaz: Yapıtlarındaki psikoloji, olduğu kadarıyla, ancak zihinle kavranabilir karakterin psikolojisidir; özsel bir psikolojidir bu, yoksa ortalıkta gördüğümüz insanlara ait ampirik bir psikoloji değil. Dostoyevski'nin asıl ileri olduğu yer de budur."
Sayfa 41 - Metis Yayınları, Çevirenler: Sabir Yücesoy - Orhan Koçak, Dördüncü Basım: Ekim 2015Kitabı okudu
"On dokuzuncu yüzyılın doruğunda insan dehayı bir kostüm gibi giyinirdi."
“yoğunlaşmış ânın sürekli mevcudiyetini hissetmeyen insan, metruk bir insandır: Boşlukta bir alan gibidir.”
“Dünya tümüyle büyübozumuna uğramış olduğu için de, şenlik ve ciddiyetin ötesindeki sanat, barışma kadar dehşetin de şifresi olabilir.”
235 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.