Bilirsiniz bazen kitaplara isim verilmek için bir isim verilir ama ben bu kadar adını taşıyan bir kitap görmedim.
Mistik olaylarla harmanlanmış kendi iç aleminde pişirilmiş, gayet özgün, betimlemesinde bazı yerlerde zayıflıklar var ama olay örgüsü o kadar akıcı ki asla bu konuda olan zayıflığı gözünüze gelmeden bitecek olan bir kitap.
Başladığınız da ara vermeyi size unutturacak, kendi içinizde unutup üstünü kapattıklarınızı size o kadar iyi bir şekilde anlatıyor ki, bu dünyadan kopartıp başka alemlerde savrulurken bulabilirsiniz kendinizi ve kitap bittiğinde insan farklı hissediyor, efsunlanmış gibi.
Gizemli, büyülü şeyleri seven okur arkadaşlarıma şiddet ile tavsiye ettiğim bir kitap.
Şunu söylemeden geçemem kitap bittiğinde 'ya ben ne okudum?' demeden edemeyeceğiniz bir kitap.
~Efsun~
"Bu, iyilerle kötülerin savaşı. Aslında insan bu savaşı kazanması için gerekli olan ilahi bilgiye doğuştan sahip. Ama insan unutur.İnsan kelimesi üns ve nisyan kelimelerinden türemiştir.Yani, unutan ve hatırlayan.Her insan unutmuş olarak doğar, ölene dek de unuttuklarını hatırlamaya çalışır."
Mübarek bir zat olan babasının ölümünden sonra diğer alemleri merak eden çırak, bunun için bir Efsun hazırlamaya karar verir. Bu ilimlerde ustalaşmadan farklı alemlere gitmenin ne gibi sonuçlar doğuracağını bilmeden bu alemlerde yalnız başına gezerken buluverir. Başta amacı insana unuttuğunu hatırlatmak ve iyiliği yaymak iken dünyevi isteklerine kapılıp oradan oraya savrulur...
Bir gün içinde bitirdiğim bu kitapta olaylar çok hızlı ve akıcı şeklilde ilerliyor. Okurken çok keyif aldım, lakin biraz daha detaylı ve daha yavaş ilerleseydi daha çok keyif alabilirdim, çabucak bitmesine üzüldüm çünküTop ve tüfekle yapılan savaşların dönemi çoktan bitti.Şimdi çok daha tehlikeli, çok daha acımasız bir savaş sürüyor:Mistik Güçlerin Savaşı!..
"Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin deyişiyle: 'Sana bir diken batmışsa, bil ki o dikeni sen dikmişsindir! Yumuşak ve latif kumaşlar içindeysen, o kumaşı da sen dokumuşsundur.'"
"İnsan kelimesi üns ve nisyan kelimelerinden türemiş, yani unutan ve hatırlayan. Her insan unutmuş olarak doğuyor, ölene dek de unuttuklarını hatırlamaya çalışıyor."
" Ama unutma ki, ikramlar ya saf rahmet ya da karışık rahmet olarak insana sunulur. Saf olan rahmet, sunulduğunda insana haz verir; karışık rahmetse, içerken acı tat verir, ama gerçekte, içildikten sonra insana şifa verecektir."
" Göz gamın ne olduğunu bilseydi şayet,
gökyüzü ayrılık acısını çekseydi
ve padişah bu acıyı duysaydı,
İşte o zaman göz, gece demez, gündüz demez ağlardı."
Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin deyişiyle: “Sana bir diken batmışsa, bil ki o dikeni sen dikmişsindir! Yumuşak ve latif kumaşlar içindeysen, o kumaşı da sen dokumuşsundur!”
Kitap başarılı. Biraz basit bir dil kullanılmış buna rağmen kitapta okura verilmek istenilen maneviyat gayet başarılı veriliyor. Tasavvufi bir kitap. Bu tarz okumayı seviyorsanız okunulabilir bir kitap.