Kendi talihsizlikleri için başkalarını suçlamak eğitimsiz bir kişinin eylemidir. Eğitime yeni başlamış birisi kendini suçlar, mükemmel eğitim görmüş birisi ne başkalarını ne de kendini suçlar.
Herhangi biri sana bir kötülük yaptığı ya da kötü şeyler söylediği zaman, onun böyle yapmayı doğru bulduğu izlenimi içinde olduğunu unutma. Bu nedenle, yanlış görünümlerle bir yargıya varırsa, incinen kişi o olduğu gibi aldanan kişi de o olacaktır. Herhangi bir kimse doğru bir önermeyi yanlış kavrarsa, önerme incinmez, burada aldanan sadece o kişidir. Dolayısıyla bu ilkelerden yola çıkarak, seni her aşağılayan kişiye, "Ona öyle görünüyordu" diyecek ve uysalca tahammül edeceksin.
Eğer bir insanın ruhu taş kesilmişse ve hiçbir şeyi anlamıyorsa bu çok kötüdür. Utanç duygusunun ve alçakgönüllülüğün taş kesilmesine ise günümüzde ‘zihnin gücü’ adını verecek kadar ileriye gitmişiz!
Eğer bir kimse sana gelip başka birinin seni kötülediğini söylerse, hakkında söylenenle ilgili mazeret üretme, “diğer kabahatlerimden habersiz olmalı, öyle olmasa sadece bundan bahsetmezdi” diyerek yanıtla.
Neyin gücünüz dahilinde olduğuna ve neyin gücünüz dahilinde olmadığına dair egzersiz yapın. Bir insanın efendisi, insanın aradığı ya da sakındığı her ne ise onu bahşetmeye ya da geri almaya muktedir olan kişidir. O kişi her kimse özgür olacaktır.
"Yenmenin"gücün dahilinde olmadığı bir savaşa girmezsen yenilmez birisi olabilirsin.
Sen kendi hesabına, bir general ,bir seneratör ya da bir konsül olmaktansa özgür olmayı arzu et ; nitekim buna çıkan tek yol gücümüz dahilinde olmayan şeylere itibar etmemektir.
Servet,sağlık,ün,itibar,güç,sevdiklerimizin yaşamları ve ölümleri gibi çevremizi oluşturan herşey gücümüz dışındadır..
Gücümüz dahilinde olanlar ise ,düşüncelerimiz ,eğilim ve arzularimizla,kararlarimizdir.