Dudaklarımızla söylediklerimiz, yüzümüzle söylediklerimizin yanında öylesine yetersiz kalıyor ki. Bu yüzden dudaklarımızın değdiği yerde, dilimizin uzandığı yerde yüzümüzün en çarpıcı ifadesi inşa olunur: tebessüm.
Tebessüm yüzün bütün detaylarının gelip durulduğu bir ifade gölüdür; yüzün bütün detaylarını aydınlatan tarifsiz bir güneş gibidir. Dudakların ucundan başlayıp göz kenarlarına kadar yüzün yüzeyini biçimlendiren tebessüm, gözlerin derin bakışından içeriye doğru derinleşir, bakışı derinleştirir.
Tebessüm sırasında insanın yüzü âdeta şeffaflaşır, ruhun soyut güzelliğine, kalbin içten muhabbetine doğru kocaman bir pencere açılır.İçten bir tebessüm, hiçbir zorlamanın ve haricî kuvvetin teshir edemeyeceği kadar ele avuca sığmaz bir eylem, ancak dilin ifadelerinin erişemeyeceği kadar aşikâr bir ifade, ruhta derin ve kalıcı izler bırakacak kadar güçlü bir imajdır.
Yüzümüzün gerisinde 44 kas çalışıyor. Her bir kasın her bir hareketi, ayrı bir yüz ifadesinin bileşenini oluşturuyor. Yüzdeki her kas hareketi belirli bir "anlam" taşıyor, bilinen bir mesaj gönderiyor.
Araştırmacılar altı temel yüz ifadesi tanımlıyorlar: kızgın, korkulu, hüzünlü, tiksintili,şaşkın ve mutlu. Bu temel yüz ifadeleri dünyanın her yerinde aynı. Her kültürde rahatlıkla okunabiliyor.
•İnsan yüzünün alabileceği muhtemel farklışekiller, kâinattaki atomaltı parçacıkların sayısından çok daha fazla.
Yüzümüzleşimşekten hızlı mesajlar gönderiyor ve başka yüzlerden
şimşekten hızlı mesajlar alıyoruz.
Örneğin bir kaşkaldırma hareketi sadece saniyenin altıda biri kadar bir süre tuttuğu halde; bu hareketten, saatlerce anlatılamayacak bir mesajı doğrudan alabiliyor ve saatlerce onun etkisinde kalabiliyoruz.😉
Yüz ifadeleri evrensel anlamlar aktarıyor, kültürden kültüre değişmiyor. Bebekler doğduktan çok kısa bir süre sonra somurtuk bir yüzle, mütebessim bir yüzü ayırabiliyorlar.
İnsan yüzü, diğer canlı yüzleri içinde en düz olanıdır; yani yüzün bütün detayları bir düzlem üzerinde, meselâ bir aynada hemen görülebiliyor.
• Diğer canlı yüzleri arasında insan yüzündeki kadar kas bulunmuyor.
• Sadece insan yüzü çıplak bırakılmış; doğrudan okunabilsin diye.
Ruhumuzu Yüzümüze mi Taşı(n)yoruz?
Gerçek ve sahte tebessüm arasında açık farklar vardır. Sahte bir tebessüm, yüzün bir yanını diğer yanından daha az etkilediği için her zaman asimetrik durur. Gerçek bir tebessüm tam. anlamıyla simetriktir; yüzün her iki yanına da eşit dağılır. Gerçek tebessüm dudaktan göz kenarlarına kadar yayılırken, sahte tebessüm sadece dudaklarda kalır. Yani, içten tebessüm etmeyen kişinin "gözlerinin içi gülmez."
Tebessüm etmek, somurtmaktan daha kolaydır ve daha az enerji gerektirir. Bir tebessüm için 17 yüz kasının gerilmesi gerekirken, somurtmuş bir yüzde 43 kas gergin durmak zorundadır.