Bir kitabı okuduktan sonra,en korktuğum şeylerden biri de o kitaptaki duyguyu, düşünceyi, yazarın okura vermek istediklerini anlayamamak veya kitaptaki kilit öğeleri gözden kaçırmaktır.Şayet kitabı bitirip, hakkındaki yorum ve eleştirileri okuduğumda bu saydığım şeylerin farkına varırsam, kendi kendime hayıflanır,o kitabı boşa okudum sayarım.(Tabi bazı yazarların da bunda payı yoktur diyemem.Neticede her yazar iyidir diye bir kural yok).
Bu kitaba internette gezinirken rastladım,hatta 1000K'dan da yorumlarına bakarak almaya karar verdim.Yukarı da saydığım endişelerimin giderilmesinde yardımcı olur düşüncesiyle bir an önce okumaya başladım.
Açıkça söylemek gerekirse kitap bana bir edebiyat dersi kitabı,ya da en azından edebiyat ile ilgilenenler için bir kaynak kitap gibi geldi.
Anlatım şekli ve konulara detaylı değinişi bende bu hissin oluşmasına neden oldu.
Kitap da verilen örnek hikâye, öykü veya şiirler adeta bir kurtarıcı gibi yetişiyor, sonuçta yazarın anlatım dili çok bilimsel geldi bana.
Örnek parçaların sonunda ki, "bunları da siz cevaplayınız" tarzı sorular ise,bana ortaokul ve lisede ki edebiyat kitaplarımı anımsattı.
Sonuç itibariyle profesyonelce hazırlanmış bir eser,ama her okura hitap eder mi bilemem.
Daha çok Edebiyatla profesyonelce ilgilenen yada bu işi meslek olarak düşünenlere faydalı olacağı kanısındayım.
Eser sahibi Emin Özdemir'in yaşamını incelediğimde ise,hayatını gerçekten Edebiyat'a adamış bir kişi olduğunu gördüm ve bu dalda bir çok çalışma,eser ve önemli görevlerde bulunduğunu öğrendim.Kendisi maalesef 2018 yılında aramızdan ayrılmış.Allahtan rahmet diliyorum.