Türkçedeki Ermenice alıntılar başlıca iki gruba giriyor. Birincisi, geçmişte özellikle Etmenilerin uzmanlık alanı olan yapı ustalığı, kuyumculuk, arıcılık gibi sanatlara ait terimler. Kama, kargir, murç, hızar, mertek, mıcır, petek böyle. Aslı ince çekilmiş altın ve gümüş teli anlamına gelen tel de böyle. Hanut, kepenk, örnek gibi esnaflık ve dükkancılıkla ilgili terimleri de bu gruba koyabiliriz. İkinci grup ise, yine bir tür teknik terminoloji sayabileceğimiz argo kelimeler. Madik, moruk, godoş, angut, avanak, araklamak, zıbarmak, kaknem, pinti, bızdık, pezevenk bu zümreden.
Anadolu yerel ağızlarında Ermenice alıntılar hatırı sayılır bir yer tutuyorlar. Buna karşılık standart edebi Türkçede Ermenicenin payı bir hayli düşük. Neden? Çünkü Ermenice, Türkler için bir statü dili niteliği kazanmamış. Ve belki de - Asya içlerinden gelen Türklere denizcilik, balıkçılık, tarım ve devlet yönetimi gibi konularda yepyeni ufuklar sunan Rumların aksine - Ermenilerin sunduğu farklı bir yaşam tarzı ve farklı bir teknoloji olmamış.
Bu unsurlar olmayınca, iki toplum isterse bin yıl yanyana yaşasınlar, kelime alışverişi olmuyor.