Seni görende üregim bir hoş oliyir
Yanir, yanir, tutuşir, ateşleniir
Sonra. İşte eyle söniir.
Akşam olir, davar geliir, nahır gelir.
Bir sen gelmirsen,
Diyacaksın ki neye?
İşte... eyle...
Geceleri hep seni düşünirem,
Pencerede, bir ara seni görirem
Gel diyrem, kaybolirsen
Diyacaksın ki neye?
İşte eyle...
Sabah olir, güneş doğir
Sanki, güneşle birlikte geleceksan...
... Ama gelmirsen, gahrımdan öliyrem...
Diyacaksın ki neye?
İşte eyle...
Sen bensem, Ben de senem
Bizig, ayrılamayık! Ayrılırsak çok yazıg.
Kurbanin oliim
Ölün de... Öliim
Ya gag geel,
Ya, gakiim geliiim...
Eller bana “bey" demiş nediim?
İsterem ki; sen bana “ula" diyesen..
Ayy kitlem! Hasduur. (Esas duruş, hazır ol) Ben ki sultan-üs-selatin ve burhan-ül havakıyn tac bahş-i hüsre-van-ı ruyi zemin, zıllullah-ı fil-arzeyn Akdeniz’in ve Rumeli’nin ve Anadolu’nun ve Karaman’ın ve Rum’un ve Vılayet-i Zülkadriye’nin ve Diyarbekir’in ve Azerbeycan’m ve Acem’in ve Halep’in ve Mısır ve Mekke ve Medina’nın ve Kudüs’ün ve külliyen diyar-ı Arab’ın ve Yemen’in ve dahi birçok memleketlerin ki aba-i kiram ve ecdad-ı imamın emerallahü berahinhüm kuvveti kahireleriyle fethettikleri ve cenab-ı cela-let-meabım dahi tig-i ateşbar ve şemşir-i zafer nigarım ile fetheylediğim nice diyarın sultanı ve padişahı Sultan Haşmet Han Oğlu, hanlar hanı ERAY Han’ım!... Buyruğumdur. Tiz nazar-ı dikkatiniz bu cihete cerb ola... Yazımı okuyasınız... Bre Sebastian, koş sultanına tebasından gelen nameleri ge-tür..