"Millet kahvelere kapanıp çat çut kağıt oynamayı kitap okumaktan çok seviyor. Kadınlar da köylerde köşe başında, şehirlerde kabul günlerinde konuş ha konuş, çatlat ha çatlat..."
"Kadını erkeğin arkasına atan, onunla bir mecliste oturamayan, bir çatı altında kadın erkek birlikte bulunmak gerekince araya perde geren toplum hiç çağın toplumu olabilir mi?"
"Bakın!" dedi kadınlara. "Buraya dikiş makinesi alacağım. Halı tezgahı kuracağım. Çocuklarınız için iki üç beşik koyacağım. Radyo da var. Gelin işlerinizi burada yapın. Yeter ki kitaplığa ayağınız alışsın. Siz gelin ki, sizden görüp yarın çocuklarınız da gelsin. Biz de öbür uluslar gibi bir an önce ilerleyip uygarlık kervanına katılalım. Arkalarda kaldığımız yetmiyor mu?"
"Beyim diyor, bizim yolumuz, köprümüz, çeşmemiz yok; kitaplığı ne yapacağız? Anlatıyorum ona: Eğer kitaplığınız olursa, yolunuz, çeşmeniz, köprünüz de olur!"