Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eshâb-ı Kirâm

İmam-ı Rabbânî

Eshâb-ı Kirâm Hakkında

Eshâb-ı Kirâm konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

ÇOK MÜHİM TENBÎH Erkek olsun, kadın olsun, her müslimânın, her sözünde, her işinde, Allahü teâlânın emrlerine, ya’nî farzlara ve yasak etdiklerine ya’nî harâmlara uyması lâzımdır. Bir farzın yapılmasına, bir harâmdan sakınmağa ehemmiyyet vermiyenin îmânı gider, kâfir olur. Kâfir olarak ölen kimse, kabrde azâb çeker. Âhıretde Cehenneme gider. Cehennemde sonsuz yanar. Afv edilmesine, Cehennemden çıkmasına imkân ve ihtimâl yokdur. Kâfir olmak çok kolaydır. Her sözde, her işde kâfir olmak ihtimâli çokdur. Küfrden kurtulmak da çok kolaydır. Küfrün sebebi bilinmese dahî, hergün bir kerre, (Yâ Rabbî! Bilerek veyâ bilmiyerek küfre sebeb olan bir söz söyledim veyâ bir iş yapdım ise, nâdim oldum, pişmân oldum. Beni afv et) diyerek tevbe etse, Allahü teâlâya yalvarsa, muhakkak afv olur. Cehenneme gitmekden kurtulur. Cehennemde sonsuz yanmamak için, hergün muhakkak tevbe etmelidir. Bu tevbeden dahâ mühim bir vazîfe yokdur. Kul hakkı bulunan günâhlara tevbe ederken, bu hakları ödemek ve terk edilmiş nemâzlara tevbe ederken, bunları kazâ etmek lâzımdır. (Se’âdet-i Ebediyye) 276 dan 287 ortasına kadar okuyunuz! Âlemlerin Rabbinin mahbûbu Muhammeddir Cismi pâk, ismi Ahmed, âlemlere rahmetdir. Hulk-i azîm sâhibi Levlâke.... muhâtabı, Menba-ı ilm, edeb, feyz, nûr ve muhabbetdir. Odur gerçek vâsıta, Hak’la kul arasına, Sözü şifâ rûhlara, adı gönül pasına. Odur hakîkî tabîb, me’yûs kalb hastasına, Değil kendi, ümmeti, meleklerden yüksekdir. Bu en seçkin kuluna, Hak yardımcılar verdi, En sevdiği kulları ona Eshâb eyledi. Resûlullah: yolları, benim yolum demişdir, Asrların iyisi bu asrı göstermişdir. Muhammed Mustafâyı canından çok sevdiler, Mal, mülk, makâmlarını, uğruna terk etdiler. İslâmı yaymak için severek can verdiler, Yâ Rab, bu ne güzel hâl, yâ Rab, bu ne izzetdir. Onun bir sohbetinde nefsleri pâk oldu. Kalblerine ma’rifet, feyz, nûr, tecellî doldu. Evliyâ hâllerini onlar bir anda buldu, Ve hep Ona uydular, bu ne büyük şerefdir. Onlar hepsi âdildir, kimseye zulm etmezler, Nefsleri için aslâ, hilâfet istemezler.  Bu yüzden harb etmezler, birbirini üzmezler, En yüksek makâmdalar ve hepsi müctehiddir.
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 42 dk.Sayfa Sayısı: 413Basım Tarihi: 2011İlk Yayın Tarihi: 1976Yayınevi: Hakikat Kitabevi
ISBN: 9789759211929Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 46.9
Erkek% 53.1
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

İmam-ı Rabbânî
İmam-ı RabbânîYazar · 51 kitap
Ahmed Sirhindi, daha çok bilinen adıyla İmam-ı Rabbani veya İmam-ı Rabbani Ahmed el-Farukî El Serhendi, (d. 1564, Babür İmparatorluğu - ö. 1624), Hindistan'da yaşamış İslâm âlimi ve tasavvuf önderi. 1564 yılında, o zamanlar Babür İmparatorluğu egemenliği altındaki Hindistan'ın Serhend (Sirhind, Chandigarh) şehrinde doğdu. Ömer ibn Hattab'ın soyundan geldiği için 'el-Faruk' lakabını almıştır. 1624 yılında, 63 yaşındayken vefat etmiştir. Genel olarak Nakşibendi tarikatı mensubudur fakat Kadiriyye, Çeştiyye gibi diğer tarikatlar arasında da saygın bir yeri vardır. Nakşibendi tarikatının Müceddidiyye kolundandır. Babası ve Baki Billah gibi alimlerden dersler alarak İslami konularda birikime sahip oldu. Temel düşüncesi tasavvuf merkezlidir. Fakat mektuplarında şeriatsız bir tasavvuf anlayışının olamayacağını dile getirerek, önce şeriat kurallarının yerine getirilmesini tavsiye ederdi. Yirmi yaşlarındayken Baki Billah'ın muridi oldu. Kendisine Baki Billah tarafından icazet ve halifelik verildi. Ekber Şah'ın islama karşı tahrif ve yeni bir din oluşturma çabasına karşı mücadele vermiştir ve Ekber Şah'ı eleştirmiştir. Din-i İlahi adlı bu yeni oluşumun çok yaygınlaşmaması İmam-ı Rabbani'nin başarısı kabul edilir. Ekber Şah'dan sonra, yerine geçen oğlu Cihangir Şah, ordu içinde mürit sayısı arttığı için vezirleri tarafından bir tehdit oluşturduğunun söylenmesi üzerine Rabbani'yi hapse attırmıştır. Cihangir Rabbani'yi bir sene sonra hapisten çıkararak sohbetine aldı. Rabbani, onlarca mürşit yetiştirip Hindistan'ın değişik bölgelerine göndererek halkı irşat ettirdi. Ehl-i Sünnet inancıyla yaşayıp yeni kavramlarla tasavvuf ıstılahını genişletti. Mektuplarında, yaşadığı tecrübeleri anlatmasıyla sonraki sufilerin bir ıstılahî kaynağa sahip olmasını sağladı. Rabbani bazı kesimlerce ikinci bin yılın müceddidi ve müctehid kabul edilir. İslam hükümleri ile tasavvufu birleştirmesinden dolayı 'Sıla' ismi de verilmiştir. Rabbani insanı dünyada ve ahirette yükseltecek olan tevazunun ne olduğu ve kurtuluşun ancak Ehl-i Sünnet'e uymakla olduğu bildirmiştir. Talebelerine ilim tahsilini sıkı sıkı emretmiş, taassuba ve yobazlığa karşı mücadeleye çok önem vermiştir. Dini, cahillerden öğrenmeyi men etmiştir. Devamlı kitap okumalarını, ilim öğrenmelerini istemiş, önce itikadı düzeltmenin, sonra fıkıh bilgilerini öğrenmenin gerekliliğini anlatmıştır. Eserlerinde, iman ve Kur'an ahlakı anlatılmakta, Allah'ın varlığını, birliğini, sıfatlarını, ihlası, ruhu, şeytanla ve nefsle olan cihadı ve Allah'a samimi olarak nasıl yakınlaşılabilineceğini, peygamberlere ve dört halifeye uymaya çalışmanın gerekliliğini anlatmaktadır. Müminlerin kendi içinde bölünmüş olduğunu, ancak sadece Ehl-i sünnete uyanların kurtulacağını söylemiştir. Birlik olunması ve Müslümanlığın yayılması gerekliliğini üzerinde çokça durmuştur. Ehl-i Sünnet reyince ikinci bin yılın yenileyicisi (müceddid-i elf-i sâni) kabul edilmiştir. 63 yaşında doğduğu şehirde vefat eden Ahmed Sirhindi'nin türbesine bölgesinde Ravzayı Şerif denir.