Bu eserde, Mahfuz'un çeşitli hikaye koleksiyonlarından seçilen on iki hikâye yer almaktadır. Gerçek hayattan sıradan insanların hayatları,hayalleri yanısıra coğrafya, kültür,din,sömürü üzerine atıflarda bulunarak bunlara yönelik eleştiriler barındırmaktadır.
Özellikle doğu toplumların kendi içinden çıkmış düşünür ve yazarların kendi toplum ve düzenine yönelik eleştiriler yaklaşımları ve sorgulamaları bulunduğumuz durum hakkında özeleştiri olarak saptamalar yapmak açısından faydalı olacaktır diye düşünüyorum.
Perde hareket etti, arkasından bir Zenci ve silahlı bir Arap çıktı. İkisi odanın ortasında durdu. Zenci:
- Görünüşe göre yol uzun.
-Evet... Öyle görünüyor.
-Nereye gidiyorsun?
-Asya'ya, ya sen?
-Amerika ile Afrika arasında gidip geliyorum.
-Sorunun ne?
-Amerika'da azınlık olduğum için, Afrika'da ise çoğunluk olduğum için zulümle karşılaşıyorum.
-Tıpkı kader gibi ne büyük zulüm; sebebi ne?
- Çünkü ben siyahım, öyle deniyor.
-Azınlık olduğun hâlde zulüm görmen bilinen bir rezalettir. Ancak çoğunluk olduğun hâlde nasıl oluyor da zulüm görüyorsun?
İşte beyaz adam zulmü stokluyor ve her fırsatta
uyguluyor.
