Onun yaralı kalbi, bu yumuşak dostluğun, sıcak ilginin tadını yüreğinde duydu; sürekli sıkılan bu iki ruh, kendi doğal yaşam alanları olan acılar ülkesinde bir an serbest kaldıklarında, dostluğu da ilgiyi de gösterebiliyorlardı.
Kanun yapıcıya "Ne düşünüyorsun?" diye soracağına "Kaç para veriyorsun?" diye soruyor. Bu düşünce, burjuvaziden halka geçince memleketin durumu ne olacak?
Mutluluğumuzun bilincinde olduğumuz zamanlar, belki de haklı olarak, düşüncelerimizin alnımıza kazıldığını, başkalarının da bunları okuyacağını sanır, böyle anlarımızda ürkekleşiriz.
"Nanon, otuz beş seneden beri, hep aynı şeyi yapmış, ayaklar çıplak, paçavralar içinde, Grandet'nin dükkanına gelir ve fıçıcının 'Ne istiyorsunnuz, yavrum?' dediğini hiç unutmazdı."