Birileri yanına gelip de, "Tamam, artık kendini bırakabilirsin. Ben seni tutarım," diyene kadar ne kadar hızlı koştuğunu, ne kadar çok çalıştığını, ne kadar bitkin düştüğünü fark etmiyor insan.
"Ama o şarkı daha çok, geçmişte ya şamadığın şeyler için pişman olmamakla ilgili. Benim demek is tediğimse, bugün olsa yine çoğunlukla aynı kararları vereceğim. Daha açık olmak gerekirse, pişman olduğum şeyler var. Sadece... gerçekten ahlaksızca şeyler değiller. Söylediğim yalanların ya da kırdığım insanların çoğu için pişmanlık duymuyorum. Kimi za- man doğru olanı yapmanın hoş görünmediği gerçeğiyle bir sorunum yok. Ayrıca kendime merhamet gösteriyorum. Kendime güveniyorum. Mesela biraz önce, evdeyken günahları itiraf etmekten bahsettiğinde sana çıkışmamı ele alalım. Hoş bir şey değildi ve hak ettiğinden de emin değilim. Ama bunu yaptığım için pişman değilim. kendime göre nedenlerim olduğunu biliyorum ve buna neden olan bütün düşünce ve hisler doğrultusunda elimden gelenin en iyisini yaptım."
"Gerçeğin etrafına ağlar örmeyi öğrenmek için çok zaman harcadım," dedi. "O ördüğüm ağı sökmek biraz zor. O işte epey iyiydim. Ama şimdi gerçeği nasıl anlatacağımdan emin değilim.