Ne zaman yazmaya otursam, bir olanak ve bir olanaksızlıkla karşı karşıya kaldığımı gördüm.
Olanak: Sözcükler.
Olanaksız: Hangisi?
Olanak: Anılar.
Olanaksızlık: Sözcükler.
Ona bir geçmiş uyduruyordum, çünkü geçmişi konusunda çok az şey biliyordum.Yıllar boyunca, düşleye düşleye ona gerçek bir hayat kurdum. Ve bu öylesine yakıştı ki ona, anlatamam.