Farkı Yaratan Coşkudur
Norman Vincent PealeFarkı Yaratan Coşkudur Sözleri ve Alıntıları
Farkı Yaratan Coşkudur sözleri ve alıntılarını, Farkı Yaratan Coşkudur kitap alıntılarını, Farkı Yaratan Coşkudur en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir insan hayatında nasıl coşkulu olabilir? Aslında bu çok kolaydır: Yaşamayı sevebilme yeteneğinizi geliştirin. İnsanları sevin, altında yaşadığınız gökyüzünü sevin, güzelliği sevin, Tanrı’yı sevin. Seven insan coşkulu olur; yaşamın verdiği mutlulukla, parıltıyla dolar. Daha sonra da yaşamının içini anlamla doldurur. Eğer coşkulu değilseniz, yaşama sevgisini hemen bugün geliştirmeye başlayın.
Dünya, mücadele temeli üzerine inşa edilmiştir; mücadele ise güçlükleri ve çoğunlukla da acı ve sıkıntıyı beraberinde getirir.
Huzur, sadece ve sadece zihnin derinliklerinde bulunabilir.
Freeman, insanın bir filozoftan dahi ummadığı bir asaletle devam eder sözlerine: "İnsanlar ‘yaşam berbat’ diyor. Özellikle de entelektüel insanlar diyor bunu. Kültürlü insanlar. Eğitimli insanlar. Kitap okuyan insanlar -dahası bunları yazan insanlar-, sanatçılar, bilim adamları, öğretmenler, öğrenciler hep bu şekilde düşünüyor. Onlar için ‘yaşam berbat’.” Evet, buradan şuraya varabiliriz: Öyle bir çağda yaşıyoruz ki bir insanın görünüşte kültürlü olabilmesi için coşku denen duyguya kötü gözle bakması ve berbat bir hayata razı olması gerekiyor.
Arkadaşım, her yeni güne ‘Her sabah yeni bir olaylar bütünüyle karşılaşılır’ ilkesine dayanarak yaklaşır.
Dinim bana, insanların mükemmel olmadığını ama mükemmelleşmek için çaba gösterdikleri sürece Tanrı’yı memnun ettiklerini öğretmişti.
Çocuklarımızın kaybetmeyi öğrenmesi gerekli; zaten kaybetmek de hayatın bir parçası değil mi? Bu oldukça doğru bir düşüncedir. Kazanmak aşırı vurgulanıyor olabilir. Öncelikle kaybetmeyi de bilmemiz gerekir
Coşku, başkalarını umursama, gerçekten umursama halidir.
Her sorun kendi içerisinde çözümünün tohumlarını taşır.
Çürüklerle dolu yüzüne ve diğer darp izlerine kulak asmayarak orada geçirdiği zamandan zevk almıştı. Peki nasıl zevk alabilmişti? Çünkü vicdanı rahattı.
Daha sonra da beni karısıyla tanıştırmak için evine götürdü; karısını çılgınca sevdiği açıkça görülüyordu. Karısının da onu çılgınca sevdiği belliydi; çünkü eve girince birbirlerini coşkuyla kucaklamışlardı.
Ana babalar birer satıcıdır; işleri çocuklarına hayat dolu, yaratıcı bir yaşam satmaktır. Eğer onlar bunu yapmazlarsa bazı uzun saçlı, hüzünlü, uyumsuz insanlar çıkıp çocuklarına şu büyük yalanı satarlar: Birleşik Devletler ve yaşamın kendisi tam bir fiyaskodur. Ve ardından, onları uyuşturucuya ya da ölümle sonuçlanan diğer şeylere yöneltirler.
Sen Tanrı’nın kendi suretinde yarattığı bir evladısın. Bu yüzden, önemsiz biri olduğunu söylemen gerçekten canımı sıkıyor.
Süregelen ve yıllardır tükenmeyen canlılığının sırrını sorduğumda Bryson, “Bana Tanrı’yı, insanları ve hayatı sevmeyi; aklımı ve ruhumu yüksek bir seviyede,yenilenmiş bir biçimde tutmayı öğrettin.
Öğretilerine uydum ve sonuç olarak da mutluluğa ve hiçbir zaman bitmek bilmeyen bir coşkuya kavuştum,” diye cevap vermişti.
"Ancak biz farkına vardığımızda güneş gerçekten doğar” demişti