İktidarın, siyasetin ya da yönetimi elinde tutan burjuvazinin, bir doktrinin değerinin filozofik muhakemesine göre değil; devlet çıkarına göre belli olmaktadır diyen, Napolyon iktidarının da bu anlamda "aydınlanma felsefesine" karşı her alanda savaştığını, iktidarın bağımsız felsefe ile "askerce" bir tutum ile uğraştığı, lakin "bağımsız felsefe" diyerek "tanrıtanımazlığı" savunup durmasına karşın, "spiritualizm'e (ruh) şiddetle düşmanlık gösteren...
Herifin derdi," önemli filozoflar listesine 18 yüzyılın büyük(!) materyalist ve tanrıtanımaz yazarlarının hiçbirisinin alınmaması...
Vah vah. Bu dertte yazarı iflah etmemiştir herhalde. Tüm gavurlar gibi nasipsiz olan biri tarafından, Materyalizm ve Marksizm temelli, materyalizmi mutlak doğruymuş gibi savunan, Fransız, komünist siyasetçi tarafından yazılmış bir kitap işte...