Felsefeye Davet 1 - Antik Felsefe Sözleri ve Alıntıları
Felsefeye Davet 1 - Antik Felsefe sözleri ve alıntılarını, Felsefeye Davet 1 - Antik Felsefe kitap alıntılarını, Felsefeye Davet 1 - Antik Felsefe en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ve kuşku her zaman "yukarıdakileri" huzursuz eder. Kuşku, bilinenle, öğretilenle, söylenenle yetinmemek demektir ve bu kuşkuyu öğretmek, yukarısı için felaketlere bile yol açabilmiştir.
Bundan sonra Lucretius ruhun da beden gibi ölümlü olduğuna dair çeşitli kanıtlar getirir. Bu kanıtlardan bazıları zihnin bedenle birlikte doğup ve onunla birlikte yaşlanması, onunla birlikte ölmesi; bedenin hasta olması gibi aklın da endişe, acı ve korku duyabilmesi, şarabın ruhu etkilemesi (ruhun cismi yapıda olduğuna dair kanıt); tıbbın bedeni olduğu kadar ruhu da maddi bir şey gibi iyileştirmesi; ruhun ölümsüz olması için beş duyuya sahip olmasının gerekmesi, ruh ölümsüzse önceki yaşamımıza dair bir şeyler hatırlamamızın mümkün olması; ölümsüz bir ruhun bedenin değişmesiyle birlikte değişikliğe uğramayacağı; ölümlü bir şey ile ölümsüz bir şeyin birleşmesinin mümkün olmadığı gibi argümanlardır bunlar. Ruh da beden kadar acı çekebilir, hastalanabilir, dış etkilere açıktır ve beden kadar ölümlüdür.
Tanrı kadiri mutlaksa; sen iyi olacaksın sen de kötü, diye baştan belirliyorsa, insanın ilkece özgürlüğünü bu anlayışla teoloji nasıl bağdaştırmaktadır?
Birileri bir şey arıyorsa, beklenen başarı, aranan şeyin keşfedilmesidir ya da keşfin olumsuz sonuçlanması durumunda ise o şeyin fark edilmez, tanınamaz, bulunamaz olduğu itiraf edilir ya da araştırma sürdürülür.
İyi de diyalektik nedir? ( ... ) Her şey (nesne, fenomen) hakkında o şeyin ne olduğunu, öteki şeylerden hangi bakımlardan ayrıldığını ve onlarla ortak yanlarının neler olduğunu gösteren kavramsal önermeler ortaya koyabilme yeteneğidir. Ayrıca her bir şeyin, yerinin nerede olduğunu, onun o şey, var olan (var olmakta olan) şey sayılıp sayılmayacağını ve iyi derken ve karşıtı (kötü) derken neyin anlaşıldığını ve neyin ezeli ebedi, neyin öyle olmadığını (ortaya koyma yeteneğidir). Elbette bütün bunlar öyle sadece fikir, düşünme (ileriye sürme) değil de bilim temelinde yapılmalıdır ( ... ) Peki felsefe bunların da ötesinde daha başka nedir? İçimizdeki en değerli şeydir o. Peki felsefe ile diyalektik yoksa aynı şeyler midir? Hayır, diyalektik sadece felsefenin en değerli bölümüdür. Çünkü diyalektiğin felsefenin sadece aracı olduğunu kabul etmek mümkün değildir; çıplak didaktik cümlelerden ve kurallardan ibaret değildir, (diyalektik) konusu nesnelerdir ve varlık (olmakta olan) onun malzemesidir (konusudur). Nesneye yöntemsel yaklaşır çünkü nesnelere yönelik didaktik cümlelere sahiptir... Demek ki diyalektik, felsefenin en değerli bölümüdür (parçasıdır). Çünkü felsefe başka şeylerin üzerindeki örtüyü de kaldırır; doğayı böyle inceler. Öteki bilimlerin aritmetiği kullanmaları gibi, o da diyalektikten yardım alır; fark, felsefenin bu diyalektikten yardımı hemen yakınında bulabilmesidir. Töresel (ahlaksal) davranışlar için incelemeler yaptığında da diyalektikten yardım alır.
Filozofların, sırf ölüm korkusundan akla sığındıkları, yok olup gitmenin görece bir aşama olabileceği anlayışına en başta kendilerini inandırmaya, ikna etmeye çalıştıkları görüşü epey yaygındır. Sokrates'in ölüm hükmünden kaçma şansı varken ölümü istemesi ve asıl ölümsüzlüğün ölümden sonra başlayacağına kesinlikle inanması bu korkuyu yenmenin bir varyasyonu olabilir mi?