Gidip yattım, şişedeki mesaj başımın hemen üstünde yüzüyordu. SEVGİ, yazıyordu. Sevgi, sevgi, sevgi, yoksa gecenin içinde duyduğum bir kuş sesi miydi?
Seni çağıracağım, bir ateş yakacağız ve şarap içeceğiz, bize ait olan yerde birbirimizi tanıyacağız. Bekleme. Hikayeyi sonra anlatma.
Hayat çok kısa. Denizin ve kumun bu uzanışı, sahildeki bu yürüyüş, gelgit yaptığımız her şeyi örtmeden önce.
Seni seviyorum.
Dünyadaki en zor iki kelime.
Ama başka ne söyleyebilirim ki?