2 Kitap Takım

Fıkhu's-Sire Resulullah'ın Hayatı ve Daveti

Münir Muhammed Gadban

Fıkhu's-Sire Resulullah'ın Hayatı ve Daveti Sözleri ve Alıntıları

Fıkhu's-Sire Resulullah'ın Hayatı ve Daveti sözleri ve alıntılarını, Fıkhu's-Sire Resulullah'ın Hayatı ve Daveti kitap alıntılarını, Fıkhu's-Sire Resulullah'ın Hayatı ve Daveti en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bizler, Hirâ'nın havasına benzer bir havanın aydınlığında, bazı anlayışlarımızı, kanaatlerimizi tekrar gözden geçirmeye ve düzeltmeye hayliyle muhtacız.
İbn İshak şöyle demektedir: “Her ev halkı, evinde kendisine taptığı bir put edinmiştir. Bir adam sefere çıkmak istediği zaman, daha bineğine binmeden önce o putu elleriyle sıvazlamış ve sefere çıkmadan önce yaptığı son iş bu olmuştur. Seferden döndüğü zaman da aynı şeyi tekrarlamış ve ailesinin yanına varmadan önce yaptığı ilk iş bu olmuştur. Allah, peygamberi Hz. Muhammed’i (s.a.v.) tevhid ile gönderince Kureyşliler, ‘İlahları tek bir ilah mı yaptı? Gerçekten bu çok tuhaf bir şey!’, demişlerdir. [Bkz: 38/Sad suresi, 5]
Sayfa 50
Reklam
Hiç kuşkusuz davetçinin kendi işine sahip olması, hem Allah’a davet yolunda yapacağı çalışmalar açısından hem de hakkı hiçbir korku taşımaksızın haykırabilmesi bakımından daha iyidir. Nice adamlar vardır ki, sırf işimiz elden gidecek korkusuyla zalimler önünde baş keser, onların haksızlıkları karşısında suskun kalır ve keyiflerine göre yaptıkları işlerde onlara ortak olurlar. Dünyalıkları için onlara yağcılık eder, dinlerini dünyalıkları için satarlar. Öyle ki bazen sapmışlıkları, rızkı verenler ve rızka mani olanlar o zalimlermiş noktasına kadar varır ve böylelikle imanlarını dahi zedelerler. Halbuki rızkı veren yalnızca Allah’tır.
Zanaat işlerine gelince, bundan en uzak millet olmuşlar ve buna adeta tenezzül etmemişlerdir diyebiliriz. Bu tür işleri Arab olmayanlara ve kölelere bırakmışlardır. Mesela -İbn İshak’ın da belirttiği gibi- gözlerinde en mukaddes şey olan Kabe’yi yeniden inşa etmek istediklerinde, Mekke’de yaşayan Kıbtî bir marangozu bu iş için kullanmışlardır.
Sayfa 60
Allah Resülü (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: "Beni, Nasranilerin Meryem oğlu İsa'yı övdükleri gibi haddi aşarak övmeyin. Ben ancak Allah'ın kulu ve resülüyüm.”
Sayfa 45 - Buhari, Kitabul Enbiya, Bab. 48
Reklam
Arapların İslam Öncesi İktisadi Durumu
Ziraat, Arap yarımadasının kenar bölgelerinde, özellikle Yemen ile Şam'da ve farklı bölgelerdeki vahalarda yapılagelmiştir. Çölde ise deve ve koyun çobanlığı ağırlıktadır.
Sayfa 60
İslam Öncesi Araplarda İctimaî ve Ahlakî Durum
Hedefleri içki, kılıç ve kadın zevklerini aşmamıştır.
Sayfa 59
İbn Abbas şöyle demiştir: “Bilahare araplara da geçen Nuh dönemindeki putların isimleri, Nuh kavminden olan salih bazı adamların isimleridir. O salih insanlar vefat ettikten sonra şeytan onların kavimlerine, o insanların oturup kalktıkları meclislere onların birer putunu dikmelerini ve onlara o salih kimselerin isimlerini vermelerini telkin etmiştir. Onlar da öyle yapmışlar, ama onlara ibadet olunmamıştır. O nesil ölünce ve ilim de yok olunca onlara tapınılır olmuştur. Taberî bu anlama gelen bazı hususları aktarmış ve şunları eklemiştir: “Suva” adlı put, aslında İbn Şis’in oğlunun adıdır. Yağus adlı put ise, Suva’nın oğlunun adıdır. Ya’uk ve Nesr de Böyledir. Her biri öldükçe onların birer heykeli yapılmıştır. Sahip oldukları dini konumdan dolayı ve (hayattayken) dualarının müstecap olduğunu bildikleri için onlara saygı göstermişlerdir. Onlar bu hal üzere devam etmişlerdir; ta ki onların yerini kötü bir nesil almıştır ve “Atalarımız bunlara, olsa olsa, rızık verdikleri, fayda ve zarar verme kudreti taşıdıkları için saygı göstermişlerdir” deyip onları ilah edinmişlerdir.
Sayfa 37
Ticaret ise haylice nasiplendikleri bir alandır. ... Bu ticaret, bir tarafta zengin ve aşırı müreffeh bir tabakanın, beri tarafta ise alabildiğine yoksul ve fakir bir kesimin oluşmasına sebebiyet vermiştir. İşbu durumu Kur'ân-ı Kerim, İslam daveti karşısında tekebbüre kapılıp dini yalanlayan zengin taifenin ve bunlar karşısında binbir türlü mahrumiyet içinde yaşayan ve o azgın zenginlerin işkencelerine maruz kalan fakir ve miskinlerin konumuna değinirken en güzel bir şekilde özetler. Öyle ki Kureyş'ten zengin bir güruh, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in davetine kulak vermeyi, Onun, köleleri, azatlıları ve fakirleri meclisinden kovması şartına bağlamışlardır.
Sayfa 61
96 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.