Filistin’de Türklerle Birlikte
Alexander AaronsohnFilistin’de Türklerle Birlikte Sözleri ve Alıntıları
Filistin’de Türklerle Birlikte sözleri ve alıntılarını, Filistin’de Türklerle Birlikte kitap alıntılarını, Filistin’de Türklerle Birlikte en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Harekatın başına atanan Cemal Paşa genç bir Türk generaliydi. Bitmez tükenmez enerjisi ile nam salan bu generalin zayıf yönü, savaş esnasında sonraki hamlelerini planlayabilme öngörüsünden yoksunluğuydu.
Danssız geçen gecelerimizin sayısı bir elin parmağını geçmeyecek kadar azdı.
Almanya, emperyalist hedeflerine ulaşabilmek için Filistin'e mecbur hâldedir. Zira Filistin, tüm Doğu Meselesi'nin kilidini açacak anahtardı.
Araplara atıf
Ağızlarına tek bir damla dahi alkol sürmemiş bu insanların kendilerinden bu denli geçebilmeleri beni her zaman şaşkınlığa düşürür.
Zikron - Yakob
1913 Haziranına kadar burada bulunmuş, ardından kısa sinema filmleri çekmek ve üç boyutlu derinlikte görüntüler elde edebilmek amacıyla Filistin'e dönmüştüm. Bu materyalleri Birleşik Devletlerde siyonist propaganda yaymak için düzenleyeceğim öğretici geride kullanmayı arzu ediyordum.
Sarık ve Alman miğferinin tuhaf ve çirkin bir kombinasyonu olan bu başlıklar, Enver Paşa'nın dinî takkeleri askerî ortama uydurması ile ortaya çıkmıştı. Bu sebeple başlıklara "Enveriye" ismi konulmuştu. (Söylentilere göre Enver Paşa bu başlıkların patentini bizzat almış; başlıkların satışı yoluyla da servetinde gözle görülür bir artış sağlamıştı.)
Türk mahkemeleri ve adalet sistemi ile ilgili deneyimlerimiz, halkımıza kendi hukuk sistemini ortaya koyması gerekliliğini gösterdi.
Geçici belgelerimi almakla başlattığım Amerikan vatandaşlığına geçişimi nihayete erdirmek için elimden geleni ardına koymuyordum ancak Amerika korumasında olmayan bir Türk vatandaşı olduğum Hayfa'da görev yapan Alman kökenli Amerikan konsolosu tarafından yüzüme vurulduğunda adaletin terazisini hissettim. Kendimi Türk Devleti'ne teslim etmekten başka yapabileceğim pek bir şey kalmamıştı.
Türk Devleti'ne hizmet etmekte çoğu için bir sorun yoktu. Onların omuzlarına askerlik hizmetini yükleyen anayasa, aynı zamanda onlara inanç özgürlüğü ve eşit haklar bahşetmişti. Bunun yanı sıra Türklerin 600 yıl boyunca İspanya'daki engizasyondan yahut diğer uygar ülkelerdeki benzer kurumlardan kaçan Yahudilere kollarını açmış olmasını da asla unutamazdık.
Tembel Araplar, kaderci bir yaklaşımla "Allah'ın ordusu" olarak nitelendirdikleri bu çekirgelerle neden mücadele edilmesi gerektiğini anlayamıyorlardı.
Arapların görüşleri
Napolyon Bonapart ve Kraliçe Victoria onlar için hâlâ canlı kanlı kişilerdi. Alman kayzerini ise kralların kralı olarak görüyor ve onu en üste koyuyorlardı. Bu kıyaslamadan yalnızca Osmanlı sultanı muaftı. Onu Alman kayzeriyle eşit görüyorlardı.
Yine de Türkiye'de her şey mümkün.
Yaver giden şansım sayesinde bu gürültü yığınından ve köhne cami köşesinden nihayet kurtuluyordum. Yozlaşmış Türk subaylarına yeterince âşina olmuştum.
Kasaba bomba yağmuruna tutulmuyor. Bunun yerine Türkleri daha tedirgin eden Arapça basılmış yüzlerce bildiri dağıtılıyordu.
Araplar ahmak ama kurnaz askerlerdi. Kazanacaklarına inanırlarsa sert dövüşürler ama emin olamazlarsa kimsenin emirlerine kulak asmazlardı.